“Herkes, başka biriyle karşılaştıktan sonra duygusal, ruhsal, zihinsel ve fiziksel enerjinin kaybolduğu hissini bilir. Günlük yaşamda, enerjimizin tükendiğini hissetsek de bu hissi daha fazla analiz etmeye zahmet etmiyoruz. İletişim kurduğumuz kişilerle olan ilişkilerimizi kaçınılmaz olarak kabul etme eğilimindeyiz ve birçok rahatsızlığı işin bir parçası olarak kabul ediyoruz. Bazılarımız bu olumsuz duygular için kendimizi bile suçluyoruz. Bunun nedeni, sürekli stres altında olmanın “moda” olduğu bir dönemde yaşamamızdır; aslında, akşam eve geldiğinizde yorgun olmak günümüzde neredeyse “normal” bir durumdur. Toplumsal olarak kabul edilebilir bu yorgunluk, aslında bir kendini kandırma eylemidir. Bu yorgunluğun altında, bizim farkında olmayan yakın çevremizde yavaş yavaş biriken derin bir duygusal stres yatmaktadır.”
PSİKOVAMPİRLER…(*)
Psikovampir
kavramı; günlük yaşamda enerjiyi tüketen kişileri tasvir etme amaçlı kullanılan
metaforik bir sözcüktür.
Özellikle herkesin duygusal
strese neden olabilecek enerji emiciler veya psikolojik vampirlerle çevrili
olduğu bağlamında; Vampir insanlarla karşılaşmalarda ortak nokta, bir
dengesizlik olmasıdır. Bazıları için psikovampir patron, proje yöneticisi, eski
partner, ekip arkadaşıdır; bazıları için ise ebeveynler, eş veya arkadaşlardır.
İnsanlar
günlük yaşamlarında enerjilerini çalan/tüketen insanlardan şikayetçidirler.
Hepimizin yaşamında varolan/olacak psikovampirleri kontrol ya da onların
etkisinden uzakta yaşayabilme vede kendini özgür/bağımsız kılabilme yeteneği
mevcuttur.
-Diğer insanları değiştirmek
imkansızdır ancak birey olarak kendinizi değiştirme imkanınız herdaim vardır.
-Vampirler, bir şekilde kendi
zayıflıklarımızın/kusurlarımızın yanısıra, mutlarımızın/şüphelerimizin de
farkında olmamıza yardımcı olurlar.
-Bunlara karşı “hayır”
diyemediğinizde; başkalarının isteklerini yerine getirme konusunda -uyum
sağlamayı tercih ederek-, bir nevi kullanılırsınız.
-Başkaları ne der dediğinizde; yine başkaları
için kendinizi öteler, kibar/nazik görünme adına kendi benlik ve özgüveninizi
olumsuz yönde etkilersiniz.
Psikovampirlerle
başa çıkma ve yeniden denge kurabilme bağlamında -teknik uygulamalar olsada- “Umut
- Denge - Kendi Kendine Yardım” başlıklı 3 ana ilke esastır.
Umut
ilkesi; zor
durumlarda bile kendi öz değerimiz üzerinde düşünmemize yardımcı olur ve bize
değişimin olanaklı olup mevcut durumla başa çıkabilme yeteneğine sahip
olduğumuza dair güven verir.
Denge; Beden/sağlık, zihin/başarı, kalp/ilişkiler
ve ruh/anlam olmak üzere 4 alanda daha güçlü olmamıza çeşitli şekillerde
yardımcı olabilir ve kendimizi psikovampirlere karşı daha iyi korumamızı
sağlar.
Kendi Kendine
Yardım ise 5
aşamalı bir uygulamayı gerektirir; Gözlem/mesafe koyma, Envanter oluşturma, Durumsal
cesaretlendirme, Sözelleştirme ve Hedef genişletme.
Kendimizi
dışsal etkilere karşı koruma konusunda; “Özdenetim ve Bağışıklama” yöntemiyle
olumsuzluğun üstesinden gelinebilir. Hayır diyemediğiniz durumlarda acele
etmeyip zamana bırakmak/oynamak zaman kazanmak sizi olumsuz durumlardan
kurtarabilir. Atasözleri/özdeyişler yada bilgece cümlelerle sorunu karşı tarafa
atmış olursunuz. Kendinizi de tanıyıp özgüveninizi sağladığınızda olumlu yönde
gelişme kaydedebilirsiniz. Tabiki zaman/deneyim, yaşanmışlık/ tecrübe
önemlidir.
Hepimiz akılcı düşünme ile duygu kontrolü
arasında bir denge kurmak isteriz. Hayat bir şekilde almak ve vermekten
ibarettir. Bunu dengelediğinizde vampirizmi tolere eder, ilişkilerde karşılıklı
saygılılık davranışını yakalayabilirsiniz. Hoşgörü de çok önemlidir. Herkesin
zayıflıkları vardır ve bunları hoş görerek güçlü yönlere dönüştürmeye katkı
sağlayabilirsiniz. Bu önemli bir değerdir. Dış koşulların sizi
yönettiğini/etkilediğini hissettiğinizde bu durumu hoşgörü seviyenizi
yükselterek aşabilirsiniz.
Tabiki yukarıda
anlatılanlar/aktarılanlar, Batı kültürü öznelinde yetişmiş, sosyo-kültürel
farklılıklar olsada kuralların insan ilişkilerine de yön verdiği toplumlar
açısından uyumlu/uygulanabilir bilimsel öneriler. Bizim gibi doğu-batı kültürü
arasında bocalayan, feodal yapının egemen olduğu (gelenek/görenek/töre/inanç/hemşehri
gibi) ilişkilerin daha ağır bastığı “istim arkadan gelir, göç yolda düzülür” anlayışının
yaygın olduğu coğrafyada -herkesin
herkesin işine karıştığı, bireysellikten öte kollektif bir yaşamın sürdüregeldiği
kısırdöngü sarmalında- uygulayabilmek ne derece kolay olacaktır.
Sonuçta;
duru/tekdüze/sorunsuz dörtdörtlük bir yaşam yoktur, olmayacaktır da!
Değişim/gelişim ve geleceği şekillendirmek ister istemez kendi elinizde. Buna bir
şekilde kendi gelişmişliğirnizle/ yeterliliklerinizle/iradenizle siz yön
vereceksiniz!
Sağlıkla, Sağlıcakla
vede Enerjik kalın…
(14 Aralık 2025)
Remzi
Koçöz

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder