22 Ekim 2024 Salı

YAŞAR SUBUTAY PEKER

 YAŞAR SUBUTAY PEKER  

-Genç Cerrahın Anısına-

Yaşar Subutay Peker, 05 Eylül 1985 tarihinde Ankara’da doğan Yusuf ve Cavidan oğlu, Ankara TED Koleji ardından, babası gibi askeri tabip olma yolunda Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) tıp eğitimi ardından yine babasının uzmanlık bölümünü seçerek GATA’da Genel Cerrahi uzmanlığı okuyacak ve askeri tabip olarak GATA’da Genel Cerrahi uzmanı olarak babasının bölümünde baba-oğuldan öte hoca-asistan olarak birlikte çalışacaklardır.

Uzman doktorluğunun ardından Gizem hanım ile evliliğinden bir oğul babası olurken, Ailece siyah-beyaz renklere gönül vererek: “Beşiktaşlı olunmaz, Beşiktaşlı doğulur: Dededen babaya, babadan oğula” 3 nesil bir arada dede-baba-torun Beşiktaş taraftarı olacaklardır.

Yaşar Subutay, Tabip Yzb. Yrd. Doç. Genel Cerrah Uzmanı olarak GATA’da babası ile birlikte insanlara şifa olmanın onur/gururun yaşarken, O dönem GATA Genel Cerrahi Anabilim Dalı Bölüm Başkanı ve aslen Maraş/Elbistanlı olan baba Tuğgeneral Prof. Dr. Yusuf Peker, uzun süredir tedavi gördüğü kanser hastalığına 05 Eylül 2015 tarihinde 60 yaşında yenik düşerken, oğul Yaşar Subutay’da babasının ölüm günü 30 yaşına girecek, Babasının misyonunu çok erken yaşta devralırken doğum günlerini buruk bir şekilde yaşayacaktır. Baba Yusuf Peker görmese de oğul Yaşar Subutay, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında GATA’nın, sivilleşme sürecini/sıkıntılarını birebir yaşayacaktır.

(II.Mahmut dönemi/1832’de İstanbul’da kurulan ve ağırlıklı olarak askeri tıp alanında hizmet veren "Gülhane" hastanesi, Padişah II.Abdülhamid döneminde Haydarpaşa’ya taşınır, 1941’de II.Dünya Savaşı sürecinde, askerî okullar ile birlikte İstanbul'dan Ankara'ya taşınır. 2016 yılına kadar TSK'ya bağlı (sağlık bilimleri alanında askerî personel yetiştiren bir komutanlık iken) 15 Temmuz askeri darbe girişiminden sonra 31.7.2016 tarihli 669 S. KHK ile Sağlık Bakanlığına bağlanarak adı Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak değiştirilmiş, GATA'ya bağlı olan yükseköğretim birimleri ise Sağlık bilimleri Üniversitesine devredilmiştir.) 

Toplum/kamu vicdanı vede genel değerlendirme olarak “Savaş cerrahisi çok özel bir konudur. Hiçbir devlet ordusunu askeri doktorundan ve askeri hastanesinden mahrum bırakmamıştır.”  Türkiye eninde sonunda bu yanlıştan dönecektir, ama zaman kaybedecektir.

O’nu tanıdığım süreç…

2018 yılının 19 Mayıs günü kasık bölgemdeki şiş/ağrı nedeniyle haftasonu Gülhane Hastane polisi değerli meslektaşım Ümit’in yardımıyla nöbetçi ürolog tarafından muayene/ultrason sonrası kasık fıtığı teşhisi ile genel cerrahiye yönlendirilmiş ve Dr. Yaşar Subutay Peker ile tanışmış, en kısa sürede ameliyat konusunda bilgilendirilmiştim. Ameliyat öncesi tahliller için hastaneye geldiğimde odasında annesi Cavidan hanım ile tanışmış babasının öyküsünü ve 3 yıl önce kaybını öğrenmiş üzülmüştüm.

Geçici olarak doktorun önerdiği kemeri takıp elimdeki soruşturma dosyalarını 1,5 ay içinde toparlayıp, ildışına Samsun iline uçakla gidip otobüsle maceralı dönüş yolculuğumun öğleden sonrasında hastaneye yatış yaparak, doktorum tarafından ertesi sabah (6.7.2018) sağ kasık fıtığı ameliyatım ile ayak parmağı tırnağımın çekilme işlemi sonrası 3 gün sonra taburcu edilip evde bir süre raporlu olarak klasikleri sil baştan okuyacaktım. İlk haftasında kontrole gittiğimde ‘Avrupa Uluslarından Birleşik Avrupa’ya’ isimli kitabımı imzalayıp vermeme çok sevinecekti. Sonraki hafta dikişlerimin alınmasının ardından, Doktorumun; “çok sağlam yama yaptım ama efor/tempolu hareket/yüzme/egzersiz vb adrenalin içeren davranışlardan kaçınmam gerektiği” önerisi üzerine dikkatli bir şekilde Ankara’dan yazlığa gidecek sakin bir ortamda iznimi kullanacaktım. 

(Tüm öneri ve dikkatlere rağmen ameliyatın 2 hafta sonrasında yazlıkta merdivenlerden düşerken kasık bölgemde olumsuzluk yaşamamış, hafif sıyrık/incinme ile atlatmış, birnevi doktorun işlemini test etmiştim. Sonrasında Ankara’ya dönüşümüzde genel kontroller çerçevesinde görüşmelerimiz olacaktı. Bir akşam yemeğinde ailece, annesi-eşi ve oğluyla birlikte olacak, güzel anılar paylaşacaktık.)

2020-2022 salgın döneminde sadece telefonla görüşürken, bizler karantinadayken onlar hastanede normal yaşamlarına devamla, insanlara risk altında şifa olma çabasında sıkıntılı bir süreç yaşarlarken- sadece kolaylıklar dileyebilecektim.

Uzun bir sürenin ardından 2022 Haziranında GATA’da ziyaret edip doçentliğini kutlayacaktım. Ardından -Şehir hastanesinde 2022 yılı başı genel tarama tahlillerimde kan değerlerinde düşüklük nedeniyle Gülhane’de yeniden tahlillerimi yaptıracak, mr/tomografi/ultrason/röntgen gibi detaylı kontrollerim yanında- kolonoskopi/endoskopi işlemi onun gözetiminde yapılacak ve sonuçlar iyi çıkacaktı. 2022 Temmuz ayında önce yazlığa geçecek ardından Karasu’ya babamın bakımı için aralıklı gidecek, uzun bir süre Ankara’dan uzak kalacaktım.

Hüzünlü ayrılık…

Yaşar Subutay Peker, 5 Eylül günü facebookta doğum gününün burukluğunu “37 yıl önce bugün ben doğdum. 7 yıl önce bugün babam Hak’ın rahmetine kavuştu. Mekanın cennet, ruhun şad olsun değerli büyüğüm…” satırlarıyla dostlarıyla paylaşacaktı. 1,5 ay kadar sonra ise elim bir trafik kazası O’nu aramızdan alacak, sevdiklerinden/dostlarından/hastalarından ayıracaktı.

Babası Yusuf Peker’in bölüm başkanlığı yaptığı Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı'nda genel cerrahi uzmanı olarak görev yapan Doç. Dr. Yaşar Subutay Peker; 22.10.2022 tarihinde Ankara'da Eskişehir yolu üzerindeki bir alışveriş merkezi önünde (24 yaşlarında 2.02 promil alkollü ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan sürücünün kullandığı) bir otomobilin çarpması sonucu yaşamını yitirirken; Cenazesi, 24.10.2022 günü Gülhane Hastanesi'nde düzenlenen törenin ve Gülhane Camisindeki cenaze namazının ardından Karşıyaka mezarlığında toprağa verilerek son yolculuğuna uğurlanır.

Cenaze töreninde konuşan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısının,
"Yerini doldurmak çok zor, çok nazik, hastalarına karşı çok şefkatli bir kişiliğe sahipti. Babası rahmetli Yusuf Peker hocamızın görevi nedeniyle çocukluğundan itibaren kendisini tanıyoruz. Gülhane'de doğdu, ne yazık ki bugün Gülhane'den uğurluyoruz. Çok güzel bir yere gidiyor. Babasıyla aynı mezarı paylaşacak. Rahmetli babası, bizlere oğlunu emanet etmişti. Ben de buradan ifada etmek isterim ki Subutay kardeşimizin eşi ve çocuğu da bundan sonra Gülhane'nin ve bizlerin emanetindedir" sözleri onu ve ailesini yakından tanıyan dostları/sevenleri/arkadaşları/hastaları açısından buruk ve hüzünlü bir ayrılık olacaktır.

--------------------

Kolay yetişmiyor bir doktor, bir cerrah, bir tıp insanı. Ucuz can pazarı güzel ülkem. Günaşırı onlarca insanın ameliyatını gerçekleştiren, insanların acılarını dindirmeye çalışan, yaralarını sarıp merhem, çaresizliklerine derman olan doktorlara/ tıp insanlarına, sağlık çalışanlarına özellikle salgın döneminde vefakar/cefakar ve insanlığa hizmetleri/katkıları nedeniyle vefa borcumuz sonsuzdur.

Geç buldum çabuk kaybettim minvalinde bir doktordan öte genç bir arkadaş/dost/sırdaş olarak Yaşar Subutay kardeşimin kaybı beni/eşimi/kızımı derinden üzdü. İnsanlığa faydası olan bu güzel insanların çok çok erkenden kaybı koruyucu/kollayıcı olarak inandığımız Yaradan’a bir sitem niteliğinde.

4,5 yıllık zaman diliminde çok şeyler paylaştık, bir doktordan/kardeşten öte dostluğunu/insancıllığını/fedakarlığını/emeklerini unutmak ne mümkün, güzel insan!

Tabiki annen Cavidan ve eşin Gizem hanıma, biricik oğlun Arda'ya sabırlar/kolaylıklar vede sağlıklı günler dilerken; Seni ailece çok özleyeceğiz.

İnsanlığa güzellik katan/katkı sunan/acılara merhem olan tıp adamı, yüreği sevgi dolu güzel insan.

Toprağın bol olsun, Işıklar içerisinde uyu, Can kardeşim…

(Ankara / 19. 05. 2024)

Remzi KOÇÖZ







Bu sitede yayınlanan her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, her tür fikri mülkiyet hakkı , tarafıma aittir.
Kaynak götermeden kullanılamaz