31 Mayıs 2023 Çarşamba

SEÇİMLER ÜZERİNE (2023)

Seçim sonuçlarının siyasi/ekonomik/toplumsal sorunlar bağlamında; Sosyo-kültürel ve psiko-sosyal boyutları olduğu muhakkak. Bu süreç/tablo üzerine siyasal analizi öncelikle partiler, ardından siyaset bilimciler yapacak, ayrıntılı olarak değerlendireceklerdir. Benimki daha çok yaşananlara/gözlemlerime ilişkin, duygu/düşüncelerimi paylaşmak olacaktır.

‘Geçmiş Olsun Türkiyem!'

Yaşam, 100 m koşusu değil bir maratondur.

Yaşam mücadelesi bir seçimle bitecek mücadele hiç değildir.

Değişim ve demokrasi tabiki kolay değil,

Uzun soluklu örgütlü/kapsamlı/güçlü

Bir toplumsal mücadele gerektirir.

---------------------------------------

Siyaset/Seçimler bağlamında,

Son 20 yılı irdelediğimizde;

Öncelikle Anayasal kurumlara,

-Yargı/Ordu/Üniversiteler/Basın vd.-

Sonrasında Siyasi Partiler ile

Toplumsal muhalefete kumpaslar,

Her seçim ayrı bir mühendislik,

Seçim bölgelerinde değişiklik,

İdari yapılanmada reform adıyla,

Köyler mahalleye dönüştürülüp,

Büyükşehir/bütünşehir yapılanması,

-son dönemeçte seçimlere 1 yıl kala-

Seçim kanununda yine değişiklik,

Toplum mühendisliği,

Diğer adıyla siyaset cambazlığı.

 

Seçimler sürecinde;

Montaj/şantaj/rüşvet,

Korku/tehdit/iftira/yalan,

Kirli/kara propaganda,

Topyekün dezenformasyon,

Siyasetin girmemesi gereken,

Toplumun ortak kutsiyeti,

Camide seçim propagandası,

Muhtarından/imamına,

Kaymakamından/bakanına,

Devlet/kamu gücünün dahli,

Kamusal kaynakların kullanılması,

Parti devleti görüntüsünde,

Bir nevi psikolojik harekat.

 

Tabiki bunlarla yetinilmeyecek,

Mükerrer yazılımlar/oy kullanmalar,

Yurtdışı seçmenler biryana,

Vatandaşlık verilerek ithal seçmenler olacak,

-Ülkenin geleceğine/egemenliğine ilişkin demografik işgal görüntüsü-

Herşey oy alma, iktidar olma/kalma adına.

Muhalefete engellemeler/saldırılar,

Bu seçimler normal bir yarış değil,

Adil/adaletli/ahlaki bir yarış hiç değil,

Demokratik yarış ise hiç değil!


Cumhuriyetin 100. yılında,

Atatürk/Cumhuriyet Devrimleri ve Ülküleri,

Ve değerleri çerçevesinde;

Toplumsal sorumluluk/duyarlılık vede

Yurtseverlik gereği;

Birlik/beraberlik yerine ötekileştirici/kutuplaştırıcı,

Bir siyaset ile toplumu ayrıştıran zihniyet/anlayış yerine,

Türkiye’nin geleceği için,

Hak/Hukuk/Adalet için,

Demokrasi ve Değişim için,

-sosyal medya fenomenliği/klavye kahramanlığından öte-

Emek/çaba/efor sarfeden,

-bulunduğu ortamda/sahada/alanlarda/sandıklarda-

Destek/katkı sağlayan, mücadele veren/gönüllere dokunan,

-gencinden/yaşlısına, kadınından/erkeğine-

7’sinden 70’ine,

Tüm Demokrasi Gönüllülerine Selam Olsun!

(Ankara / 30. 05. 2023)

 Remzi KOÇÖZ




 

 

27 Mayıs 2023 Cumartesi

TERCİH ve DEĞİŞİM

Türkiye’nin geleceği için,

Çocukların/gençlerin özgürlüğü için,

-Kısır/karamsar döngüden kurtulmak-

Toplumsal huzur/dayanışma için,

-Kin/nefret/ayrıştırıcılık yerine-

Umudu yeşertmek için,

-Sevgiye/kardeşliğe/birlikteliğe-

Hak/hukuk/adalet için,

-Kısır çekişmeler, sığ tartışmalar,

Farklılıklar/egolar/ihtiraslar bir yana-

Demokrasi için,

-Yurttaşlık hakkı olarak,

Aydınlık yarınlara oy kullanarak-

Bu sandık o seçim,

-Vicdanının sesini dinleyerek-

Değişim için; Tercih senin!

(Ankara/ 27. 05. 2023)

Remzi KOÇÖZ





25 Mayıs 2023 Perşembe

SEÇİMLER VE KAMUOYUNA ÇAĞRI

Atatürk ve Cumhuriyet

Devrimleri/İlkeleri/Değerleri çerçevesinde;

Toplumsal sorumluluk/duyarlılık vede

Yurtseverlik gereği;

Cumhuriyetin 100. yılında,

-Seçimlere gidilen bir süreçte-

Ağırlıklı olarak Emekli Emniyet Müdürleri/Yöneticilerince oluşturulan

"2023 Demokrasi Platformu" tarafından yayınlanan ve

20 yıllık kesintisiz iktidar olmalarına karşın,

“IŞİD/PKK/FETÖ/Hizbullah vb. terör örgütleri ile

Mafyatik yapılanmaları vede kontrolsüz göç/sığınmacıların oluşturduğu, 

Ülke birlik/bütünlüğü tehditlerine karşı mücadelede” yeterli olamayan,

Birlik/beraberlik yerine ötekileştirici/kutuplaştırıcı,

Bir siyaset ile toplumu ayrıştıran zihniyet/anlayış yerine,

Türkiye’nin geleceği için,

Değişim ve Demokrasi için,

Hak /Hukuk /Adalet için,

28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin,

Düşünce/karar/destek konusundaki,

"Kamuoyu Duyurusu"nu paylaşmak istedim.

(Ankara / 25. 05. 2023)

Remzi KOÇÖZ




 


19 Mayıs 2023 Cuma

19 MAYIS

 

19 Mayıs ruhu ile kazanılan bağımsızlık, 

Türkiye’de 1950 sonrası uygulanan dışa bağımlı politikalar çerçevesinde;  

Ülkenin dışa bağımlı, emperyalist sömürüye karşı korumasız kılınması ve açık pazar durumuna sokulması ile karşı devrim süreci yaşanır. 

Karşı devrim özellikle 1980 sonrası hızlanarak ve son 20 yılda -artan bir yoğunlukla- toplumu iyice ayrıştırır.

Gelinen noktada, içinde bulunduğumuz bu sarmaldan çıkış yolu olarak 19 Mayıs ruhunun, 21.yüzyılda da Türk Ulusu ve Gençliğinin önünde meşale olarak nesilden nesile aktarılacağı inancıyla; Gençlik aynı zamanda karşı devrimi durduracak, cumhuriyeti yaşatacak en büyük dinamizmi oluşturmaktadır.

Cumhuriyetin 100. yılında, Bağımsız Türkiye yolunda, Büyük Önder Atatürk’ün, Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir” sözleriyle başlayan -tüm devrimlerin/reformların koruyucusu adeta Cumhuriyet’in kuruluş bildirgesi konumundaki- Gençliğe Hitabesini yeniden anımsayarak, 

Nice 19 Mayıslara… 

Remzi KOÇÖZ




16 Mayıs 2023 Salı

SEÇİMLER VE MÜCADELE

            ‘Yüzyılların başedemediği 'Cehalet' ile mücadele kolay değil!’

Değişim ve demokrasi yanlıları açısından 14 Mayıs 2023 seçim sonuçları bir kızgınlık/kırgınlık/umutsuzluk tablosu. Siyasi/ekonomik/toplumsal sorunlardan öte psikolojik boyutları olduğu muhakkak.

(Seçim sonuçlarının siyasal/sosyal boyutlarına ilişkin analiz hem ayrıntılı veri/araştırma gerektiren bir husus, psikolojik boyutu ise yetkinlik alanım dışında, daha çok yaşadıklarıma/gözlemlerime ilişkin duygularımı/düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.)

Kendimce, toplumsal duyarlılık/sorumluluk gereği (gazete yazısı, web/blog/face sayfası gibi sosyal medya ortamında güne/gündeme/güncele ilişkin) ‘Değişim ve Demokrasi’ çerçevesinde, umuda ve mücadeleye yönelik paylaşımlar yapmaya çalışırken, diğer yandan seçim sürecinde bulunduğum şehir/ilçe/yerlerde alanlarda olmaya, demokrasi gönüllüsü olarak insanlarla sıcak temas kurmaya çalıştım. Seçim günüde bu sorumlulukla evde oturmak/seyretmek/beklemek yerine “Türkiye Gönüllüleri” dahlinde -toplumun farklı kesimlerinden ve ağırlıklı olarak kadınların yer aldığı vede özellikle seçim/sandık güvenliği açısından- gözlemci olarak katkı sunmaya çalıştım. Bulunduğumuz sandık bölgesinde sonuçlar sevindirici olmasına rağmen geç saatlerde eve geldiğimde açıklanan genel sonuçlar çok farklı olacak, ister istemez can sıkacak, moral bozacak, bizleri üzecekti. Yorgunluk nedeniyle ertesi gün kendime geldiğimde seçim 2. tura kalsada, doğal olarak umutlar yine varolacaktı!

Değişim ve demokrasi tabiki kolay değil, uzun soluklu örgütlü/kapsamlı/güçlü bir toplumsal mücadele gerektirir. Bu seçimler normal bir yarış değil, (önyargılar/uyuyan vicdanlar/karanlık dehlizler/kirli propaganda/tüm devlet gücü ve kamusal kaynaklar ile birlikte) topyekün mücadele bir nevi psikolojik harekat.

Karamsarlık/umutsuzluk/teslimiyet sarmalından kurtulunup, şikayet etmek yerine egolardan/ihtiraslardan sıyrılıp dayanışmaya, -en azından bundan sonrasında gönüllüler arasında yerini alarak- karınca kararınca katkı/destek sağlayarak başarıya/kazanmaya odaklanmak gerek.

Kolay değil 1950’den beri işleyen karşı devrim özellikle son 20 yılda -artan bir yoğunlukla- toplumu iyice ayrıştırdı. 28 Mayıs 2. tur seçimleri birnevi toplumsal kutuplaşma/ötekileşme/çatışmamı yoksa birleşme/bütünleşme/normalleşme mi oylaması minvalinde.

Demokrasi cephesi açısından -parlamento seçimleri ve ilk tur aşamasında kurulamasa da- ulusal hassasiyetler başta olmak üzere toplumun farklı katmanları ile köprü kurabilmek, küskünlere/sandığa gitmeyenlere ulaşabilmek, gönüllere dokunabilmek, insanları kazanabilmek çok çok önemli.

İşte bunu başarmak/kazanmak için mücadeleye kaldığı yerden daha dikkatli/duyarlı devam diyerek değişim ve demokrasi cephesine katkı sunabilmek aslolan.

Sonuçta kısır çekişmelerden sıyrınılıp umudu canlı tutmak gerek.

Çünkü umut yaşamın ivmesidir.

Yaşam ise mücadelenin ta kendisi!

Sağlıkla, umutla vede mücadele içerisinde kalın.

(Ankara / 15. 05. 2023)

Remzi KOÇÖZ





14 Mayıs 2023 Pazar

ANNE



Yaradan’ın Yeryüzündeki Yaratıcıları; 

                        Tüm Kadınların Anneler Günü Kutlu Olsun.

-------------------------------------


Annem Sakine KOÇÖZ'e

Rahmet/ Minnet/ Özlem ve Saygıyla...

(Ankara / 14 Mayıs 2023)

Remzi KOÇÖZ



13 Mayıs 2023 Cumartesi

SANDIK ve DEĞİŞİM

Değişim ve Demokrasi için,

Umudu diri tutup,

Enseyi karartmayıp,

Safları sıklaştırıp,

Sağduyu ve vicdanı elden bırakmayıp,

Seçim günü sandığa giderek,

-Sevgiye/kardeşliğe/birlikteliğe-

Aydınlık geleceğe oy kullanarak,

Sonuçlar alınıncaya kadar,

Oylara sahip çıkmak,

-Ayakta/uykusuz kalmak yetmez-

Uyanık ve dikkatli olmak gerek!

Hak/hukuk/adalet için,

Demokrasi nöbetine,

Haydi Türkiyem!

(Ankara/ 13. 05. 2023)

Remzi KOÇÖZ




7 Mayıs 2023 Pazar

SEÇİM PANORAMASI

           

            SEÇİM ve DEĞİŞİM PANORAMASI 

         Son 1 aylık süreçte Ankara’dan memleketim Karasu’ya geçerken özellikle otoyolda sağlı sollu billboardlarda/köprülerde “Adam” temalı afişler hemen hemen heryerde. Oradan İstanbul’a geçerken ardından Ankara’ya dönerken katetmiş olduğum bu üçgende ayni manzara hakeza. Şehir merkezleri de benzer görüntüde. Zaten tv kanalları da ortak yayına bağlanarak “Adam” temalı adayı devlet ile özdeşleştirmekte, İnsanların gözünün içine sokarcasına!

(TRT örneği; son 1 aylık seçim sürecinde: RTE 32 saat, KK 32 dakika gibi. Bu veri tek başına nasıl bir seçimle/yarışla karşı karşıya olduğumuzun basit bir göstergesi.)

Genellikle bu tür zorlamalar/engellemeler, cilalamalar/parlatmalar/şişirmeler insanlarda tepki uyandırıp ters köşe yapabiliyor.

Aklıselim ve vicdan sahibi olanlar bu kez değişimin ve demokrasi cephesinin/ittifakının desteklenmesi gerektiğini -özellikle cumhurbaşkanı açısından- siz sormadan dile getiriyor. Çok fazla bir şey söylemeye de gerek kalmıyor, bazen beden dilide yeterli oluyor, 2 sihirli sözcük: “Değişim ve Demokrasi”.

Ancak karşınızda müthiş bir propaganda makinesi 7/24 çalışıyor. Cambaza bak misali! Biz emri Allah’tan alıyoruz derken, cami/okul duvarına posterler asılarak tarihsel ilkler yaşanacaktır. Kamusal alanlar zaten bir şekilde iktidarın tekelinde parti platformu emvalinde.

Demokrasiye geçiş kolay değil! İktidar sahiplerinin -tutunacak başka dalları kalmadığından- bu kadar kutuplaştırıcı/hakaretamiz/itham/iftira sürecinde tabiki provakasyonların oluşması/yaşanması olağan şeyler olacaktır.

-Gelinen bu noktada; mizah ya da kurgu olabilecek daha neler görebiliriz, hafsalamız almıyor, şaşma sınırında algıda zorlanıyoruz! -

Demokrasiden ve hukuktan uzaklaştık, yargı siyasallaşmış, eğitim dinselleşmiş, liyakatten uzakta, ayrımcılık had safhada, iş kazaları ve tabi afetlerde son olarak da depremde sınıfta kaldık. Kızılay gibi yardım/hayır kurumunu arpalık şirkete çevirdik. Ekonomi uçuşa geçecekti dip yaptı. İşsizlik had safhada. Elin parasına göre senin paranın alımgücü 1’e 20. Devlet sağlıklı yönetilemiyor!

Sonuçta, tüm çarklarını dejenere etselerde kurumsal bağlamda, Devlette devamlılık esastır. Yeni gelecek olanlar öncelikle demokrasinin temel kriteri olan güçler ayrılığını tesis edip hukuk devleti normlarının işlerliğini sağladıktan sonra, öncesinde başlayan düzgün/ doğru/ yararlı projeleri devam ettireceklerdir.

Bu süreçte iş/yaşam/yönetim tecrübemiz ve toplumsal sorumluluk/duyarlılık gereği hoşgörüyü elden bırakmayıp, kimseyi incitmemeye özen göstererek, aklı selim davranmak, öfkemize/sinirlerimize hakim olmak, toptancı yaklaşımlardan, üst perdeden bakmalardan, kısır polemiklerden kaçınmak, sağduyu ve soğukkanlılık çok önemli!

Sağlıkla/sağlıcakla/umutla vede birlik ve dayanışma içerisinde kalın.

(Karasu / 07. 05. 2023)

Remzi KOÇÖZ




6 Mayıs 2023 Cumartesi

BABAM SÜLEYMAN

-Süleyman oğlu Hasan oğlu Süleyman-

90 yıl öncesinde, 1933’de,

-Cumhuriyet’in ilanından 10 yıl sonra-

Sakarya/Karasu/Aziziye Mahallesinde başlayan yaşam,

Atalar baba tarafı 93 Acara/Batum muhaciri/Gürcü,

Babası Süleyman oğlu Hasan,

Babasını küçük yaşta kaybedecek,

Çiftçilikle uğraşacak, dağdan odun taşıyacaktır,

Mahallenin en son evi onlarındır.

I. Dünya Savaşında yaralanmasının ardından,

Sakarya’da seferberliğe istesede katılamayacak,

Koçöz soyadını alacak,

Oğluna dedesinin adını verecek,

1938’de 48 yaşında çok genç sayılacak bir yaşta,

Ciğerlerinden hastalığı nüksedip kaybedilince,

Küçük Süleyman da babası Hasan gibi

5 yaşında öksüz kalacaktır.

9 yaşında iken daha 20’sindeki ablası Saime’yi kaybederken,

Acılarla erken tanışacaktır.

---------------------------------

Anne tarafı Giresun/Tirebolu/Halaçlılı,

Molla Durmuş Kızı Hanife,

Babadan Şüküroğlu/Şeker,

Anneden İskenderoğlu sülalesinden,

Hanifeler 5 yaşlarında,

Ailece Karadeniz’in Doğusundan batısına göçerek,

Karasu/ Kuyumcullu /Salıkkaya köyüne yerleşecektir.

--------------------------------------------

Süleyman, babadan topraklar olsada,

Çiftçilik yerine esnaflığı seçecek,

Çıraklık sonrası barakada kunduracı olacak,

Sonrasında dükkan devralıp manifaturacı olacaktır.

Pazarlara çıkacak,

Öz-üvey 3’er kız-erkek 6 kardeş olarak,

Annesi Hanife, kolkanat gerecektir.

Annesinin ilk eşinden abisi Kemal Acar,

Okul nedeniyle gurbete çıkarken,

Banka memuriyeti nedeniyle hep gurbette kalacaktır..

Yokluk dönemi çocuklarıdırlar,

Kuru ekmek katıklarıdır.

------------------------------

1950’de 17’sinde kendileri gibi Batum Muhaciri,

Acar sülalesinden komşu kızı Sakine ile evlenir,

Süleyman -babasından öksüz- kunduracı/dükkanda/pazarda bir esnaf,

Sakine -annesinden öksüz- toprakta/tarlada/harmanda bir çiftçi,

Çalışan/üreten emekçi insanlar,

3 beyaz (şeker/tuz/gazyağı) dışında,

Gereksinimlerini kendi üreten,

Suyu tulumbadan çeken,

Gaz lambası ile aydınlanan,

Zorluklarla/yokluklarla mücadele ile yılları geçer.

1953’de 20’sinde 4 aylık baba iken,

Bahriyeli olarak askere gidecek,

İlk çocuğu oğlu Erol/Mehmet Akif'tir,

1 yıl sonra kızı Fadime/Necla doğacak,

Oğulları Hasan Kemal ve Remzi ile,

27’sinde 4 çocuk babası olacaktır.

--------------------------------

60’lı yıllara girildiğinde,

Çarşı’da inşaata başlayacak,

Dükkan geliri, Fındık parası,

Hep oraya akacaktır.

1967’de büyük oğlu Erol Kuleli’yi kazanıp gurbete çıkacak,

1968’de ortanca oğul Kemal,

İnşaatın 4. katından düşüp,

Kazayı kolunun kırılmasıyla atlatırken,

2 yıl sonrasında bu kez fındık dalından düşer,

Aynı kol hastane yerine çıkıkçıda sardırılıp,

Kangren sınırında kol kesilmeden kurtulunurken,

Süleyman’da yargılanmaktan kurtulur.

(1968’de birlikte büyüdükleri dayıoğlu Hakkı Şekerin

Kazada kaybı O’nu derinden üzer.)

---------------------------------------

70’li yıllarda aile için sıkıntılı geçecek,

-Ailenin hamisi bizlerin Haminnesi-,

Hanife yatağa bağlı kalırken,

Daha iyi şartlarda bakılsın diye,

Aziziye’deki eski evden İncilli’deki yeni eve,

Çarşıdaki apartman dairesine taşınılır.

(Annesinin bakımına ilgisiz kalan abisi Kemal Acar ile

Yollar kesintisiz ayrılırken, sonrasında hiç görüşme olmayacaktır.)

-----------------------------------------

1973’te büyük oğlu Mehmet Akif,

Harbiyeyi bitirip Teğmen olacak,

1975’de bu kez küçük oğlu Remzi,

Polis Kolejini kazanarak gurbete gidecek,

1977’de 2 yıl sonrasında da ortanca oğlu Kemal,

Yükseköğrenim için Bursa’ya gidecek,

1979’da Türkçe/Edebiyat Öğretmeni olacaktır.

Oğullar gurbete gidince,

Kızı Necla dükkanda yardımcı olacaktır.

1979’da kendisine babalık da yapan,

Annesi Hanife’nin ölümü onun en büyük kaybı olacaktır.

---------------------------------------------

1982’de küçük oğlu komiser yardımcısı olacak,

1984’de büyük oğlu subaylıktan istifa edecek,

1987’da kızı Necla,

-İskender sülalesinden Şefik’le evlenerek-

Avustralya/Sidney’e dünyanın diğer ucuna gidecektir.

1988’de kızının oğlu Ataman ilk torunu olacak,

1989’da küçük oğlunu evlendirirken,

-Şükran Alemdağ ailenin ilk gelini olacak-

1991’de oğlundan Duyunç ilk kız torunu olacak,

(1990’da küçük dayısı H.İbrahim Şeker, 1991’de amcası Ali Kösele,

1993’de Ahmet abisi, 1998’de Gülizar ve 1999’da Emine ablalarının kayıplarını yaşar.)

------------------------------------------------------

1996’da kızından Teoman ikinci oğul torun olacak,

2001’de ortanca oğlunu evlendirirken,

-Saniye Eren ikinci gelini olacak-

2002’de dükkanı gelinine devredip,

Oğlu Akif ile birlikte Hacca gidecek,

2003’de Çarşıdan Aziziye’ye

Doğduğu mahalleye eski evine dönerek,

Bağ-bahçe işleriyle uğraşıp çiftçilik yapacaktır.

2003’de büyük oğlu Mehmet Akif kanser olup,

Akciğer ameliyatı, kemoterapi tedavisi derken,

2004 Ağustosunda O’nu toprağa verirken,

Evlat kaybı ağır gelecek,

Uzun bir süre kendini toplumdan soyutlayacaktır.

-----------------------------------------

2005’de küçük oğlu 1.Sınıf Emniyet Müdürü olacak,

2006’da ortanca oğlundan Atanur üçüncü kız torun doğacak,

Büyük oğlunu bekar olarak toprağa verirken,

3 çocuğundan 3’ü kız 2’si erkek 5 torun sahibi olarak,

2020’de en büyük torunun çocuğunu görecek,

2019’da yatağa bağlanıp,

2021 Şubatında kendisine bakan eşi Sakine’yi kaybı,

O’nun en büyük üzüntülerinden biri olacaktır.

Eşinin ardından 2 yıl daha yatakta kalırken,

Çocukları bakım nöbetini üstlenecek,

O’nu Annelerinin emaneti olarak görürken,

Türkmenistan’lı Kadirov yanında Yoldaş’ı olacaktır.

----------------------------------------

O Cumhuriyet/Atatürk çizgisinde,

Cumhuriyet Gazetesi müdavimi olup,

Ortanca oğlunun Karasu Atatürkçü Düşünce Derneği kurucu başkanlığı,

Küçük oğlunun kitap yayınlaması ardından,

Cumhuriyet’teki yazılarıyla gururlanırken,

Ülkenin gidişatı ile ilgili kaygıları yanında,

Zatın akıbetini görmeden ölmek istemiyorum” diyecek,

Ama O güne yetişemeyecek,

27 Mart 2023 Pazartesi günü/gecesi,

Solunum yetmezliği nedeniyle yoğun bakımda,

Yaşam mücadelesinde yenik düşecektir.

-------------------------------------

Hayata ve mücadeleye atılma yolunda

Bizlerin yetişmesinde rol model olan,

Emekleri/özverileri/cefakarlıkları yadsınamayan,

Hakları kolay kolay ödenemeyecek,

Ailenin hamisi babayı son yolculuğunda uğurlamak,

Sağanak yağmur altında bereketiyle,

Toprağa verirken gözyaşını içine akıtarak,

Bedenen/fiziken vedalaşmak olacaktır.

Ölüm bir gerçek!

Yaşamın birgün sonlanacağı da ayrı bir gerçek!

Bilinmeyen ise ne zaman ve nasıl sonlanacağı!

Çekirdek aileden kayıplarımın en uzunu;

Babam Süleyman olacaktır…

(Karasu / 06 Mayıs 2023)

Remzi KOÇÖZ

 
















Bu sitede yayınlanan her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, her tür fikri mülkiyet hakkı , tarafıma aittir.
Kaynak götermeden kullanılamaz