13 Temmuz 2025 Pazar

KARASU ÜZERİNE NOTLAR - 20

 

          1983 yılı demokrasiye dönüş yolunda ANAP rüzgarı ülke çapında 2 dönem sürecektir. 1989 yılına gelince ANAP, SHP-DYP ardından 3. Parti konumuna düşerken, 1989 yılı yerel seçimler olarak çok renkli geçecektir. 1987-89 yılları arası Şanlıurfa Bozova ilçesinde zorlu bir seçim sürecine tanıklık ederiz. Bir önceki yerel seçimlerde ölüm olayının yaşanması nedeniyle az sayıdaki personelimizle parti konvoylarını/toplantılarını birebir markaja alıp yakından takiple/kontrollerle silah bulundurma/taşınmasını önlerken olası vahim olayların da önüne geçmiştik. ANAP ve DYP adaylarının öne çıktığı daha doğrusu aşiretlerin güç gösterisinin yaşandığı belediye seçimlerini mevcut belediye başkanı ANAP yeniden kazanırken, kendi ilçem Karasu’da ki yerel seçimlerde ülke genelindeki atmosferden farklı bir süreç izleyecekti.’

KARASU BELEDİYE SEÇİMLERİ (1989) ve ENVER SALMAN

1980 öncesi CHP Karasu ilçe başkanlığından İl Genel Meclisi üyeliğine seçilen, milletvekili adaylığı ve partinin çeşitli kademelerinde görev alan Selahattin Tatlı, 12 Eylül 1980 askeri rejiminin sona ermesinin ardından yapılan ilk yerel seçimlerinde Türkiye genelinin aksine bir başarıya imza atarak 1984 yılında (SODEP) Karasu Belediye Başkanı seçilir. Kendisini doğal olarak bir sonraki seçimlerin başkan adayı olarak görür. Ancak önseçim kararı adaylığın çantada keklik olmadığını gösterecektir.

1989 seçimleri için adaylık yarışında yapılan önseçimde SHP ilçe başkanı Sedat Büyük karşısında kaybı partide kısmi bir kırılganlık yaratırken, onu daha sonraki seçimlerde 1994-CHP ardından 1999-DYP adaylığına kadar götürecektir.

Sedat Büyük, 1989 yerel seçimler öncesi SHP’den Belediye başkan adayı olurken (Sedat Büyük ayrıca 1984 Halkçı Parti-HP, 1994 SHP, 1999 DSP adayı olacaktır) SHP ilçe başkanlığına ise deneyimli bir isim emekli Tapu müdürü Enver Salman getirilir.

Selahattin Tatlı herhangi bir aday değildir. Ekşioğlu/Tatlı sülalesinin ağırlığı/ genişliği sayısal ölçekte çok önemlidir. Enver Salman ve ekibinin ilçenin nabzını iyi tutmaları gerekmektedir. Birebir insanlara dokunmak gerekliliktir. 

Öncelikle 30 kadar genç partilinin gençlik kolları olarak seçim çalışmalarına dinamizm kazandırmasını sağlarken, ilçeye Doğu Anadolu/Kars’tan gelen işçileri/aileleriyle iletişim kurması önemlidir.

Aziziye mahallesinden mahallenin sevdiği etkin kişilik Dayım Mehmet Acar Belediye Meclis üyeliğine seçilirken, parti ilçe sekreteri Cihan Ersöz öğretmenlikten ayrılıp partiye katılacak, seçim sürecinin kritik ismi olarak sözcülük ve organizasyon becerisi ile başarıya katkı sunarak, seçimlerin ardından Belediye başkan yardımcısı olurken, Belediye başkan yardımcılığı uygulamada ilçe de ilk kez onunla başlar.

Enver Salman, sosyal demokrat cephede oluşan kırılganlığı/küskünlüğü/kopuşları önlemeye çalışırken ilçenin dengelerini de gözeterek başabaş giden bir seçimi öngörüsüyle kazananı olacaktır. Kitlelerle iletişim becerisi sonucu 61 kişilik bir farkla seçimi partisine (SHP) kazandıracaktır. Bu seçimler ayni zamanda Karasu’da sosyal demokratların kazandığı son seçim olacaktır. Çünkü Enver Salman gibi bir birleştirici misyonunu/görevini tamamladığına inanarak bir sonraki kongrede aday olmayıp koltuğunu Bedri Usta’ya teslim edecekti. Sonrasında yine ayrışmalar yaşanacak, SHP-CHP-DSP olarak 3 ayrı aday portresi oluşacaktı.

Bu ayrışma sonrası 1989 seçiminin kaybedeni Hasan İspiroğlu (ANAP) bir sonraki seçimde 1994’de Sedat Büyük’ten (SHP) rövanşı alırken (1994 ANAP-1978 oy, SHP-CHP-DSP ise 3304 oy), 1999 seçimlerinde de sosyal demokratların bölünüklüğü sonucu Fazilet Partisi ipi göğüsleyecek (1999 FP-2412, DSP-CHP ise 2696 oy), tıpkı İstanbul/Ankara’da yaşananların bir prototipi olacaktır.

Karasu Belediye Başkanları (1935-2024)

1935-                    Şükrü Saka

1940-1945-1955 Kemal Karasu

1950-1963-1977 Sabahattin Arslan (AP)

1968-1973          Mustafa Birinci (CHP)

1984-                  Selahattin Tatlı (SODEP)   

1989-                  Sedat Büyük (SHP)

1994-                  Hasan İspiroğlu (ANAP)

1999-2004          Ahmet Genç (FP-AKP)      

2009-2014          Mehmet İspiroğlu (MHP-AKP)

2019-2024          İshak Sarı (AKP)     

---------------------------------------------------

Enver Salman…

Enver Salman, 1989 yerel seçimlerinde farklılıkları tolere ederek başarının öncülüğünü bir abi bir akil adam olarak gerçekleştirmesinin ardından yaşanan süreçte ayrışma 3 partiye dönüşürken, 1994 sonrası bu bölünmenin doğal sonucu olarak (yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere) başkanlık 30 yıl boyunca sağ cenahta kalacaktır.

Türkiye’nin farklı bölgelerinde görev sürecimde farklı kişiliklerden Karasu’ya ilişkin anılar/ yaşanmışlıklar dinlerken en çok tanınanı tanımanın gurunu yaşayacaktım. Karasu kaymakamlığı yapmış Ali İlter Taner (1974-76), Aydın Bölge İdare Mahkemesi başkanı iken (1994-1998) eş/görev durumu nedeniyle tanışmış, Karasulu olduğumu öğrenince farklı bir ilgi gösterip, Enver Salman’ı sormuştu. Ardından ismini hatırlayamadığım Karasu’da görev yapmış bir başka mülki amirden de benzer cümleler duyacaktım. Ankara’da 2010’lu yıllarda GMK Bulvarı ile Fevzi Çakmak Sokak kesişimindeki Ziraat Odaları Birliği Genel başkanını ziyaretimde; Akyazılı başkan Şemsi Bayraktar Karasulu olduğumu öğrenince; Mustafa Birinci, Sabahattin Aslan, Kerim Akbaş gibi isimler ardından kamu görevlisi olarak sadece Enver Salman ismini zikredecekti.

(Enver Salman, Artvin/Borçka’dan genç yaşta ailesiyle Karasu/Aziziye mahallesine yerleşen Gürcü kökenli bir ailenin ve Cumhuriyetin 2. kuşak çocuğu olarak devlet memuru olurken, sonrasında tapu müdürü olarak Karasu’nun bilinen/tanınan bir yüzü olacaktı.)

Enver Salman ile ilgili Türkiye’nin farklı şehirlerinde duyduğum bu sözleri, bu tanıklıklarımı Karasu sevdalısı babasının ardından yıllar sonra; “Amacım doğduğum büyüdüğüm şehir olan Karasu’ya ve Karasu’lu vatandaşlara mevzuat dahilinde en iyi hizmeti vermektir. Bunun için elimden gelen gayreti göstereceğim” söylemiyle şu anda Karasu Tapu Müdürü olarak görev yapan ve bir Karasu değeri olan ilkokul/mahalle arkadaşım Bekir İlgin Salman’a ilettiğimde onun hem gururlandığına hem de duygulandığına yakinen tanık oldum.

O günlerin anısına aile dostumuz/büyüğümüz Enver Salman ile Dayım Mehmet Acar özelinde Karasu’ya kamusal anlamda hizmet vermiş, isimlerini tek tek sayamayacağım değerli şahsiyetleri de saygıyla yadederken, sonraki süreçte Karasu Belediye Başkanlığına yakışacak olan sevgili arkadaşım Bekir İlgin Salman özelinde kamusal anlamda hizmet vermeye çalışanlara da kolaylıklar ve sağlıklı günler diliyorum.

Saygı, sevgi ve selamlarımla…

(Karasu / 09 Temmuz 2025)

Remzi KOÇÖZ 






11 Temmuz 2025 Cuma

MİLLİ İRADE

BELEDİYELER/YEREL YÖNETİMLER ve MİLLİ İRADE...
 
2017 yılının sonbaharında yerel seçimlere
 henüz 1.5 yıl kadar süre varken İstanbul/ Ankara/Balikesir/Bursa/Düzce/Niğde gibi 6 ilin belediye başkanları istifa ederler. 
Daha doğrusu Soruşturma/ yargılama yapılmadan halk iradesiyle seçilen başkanlar 
Görülen lüzum üzerine AKP genel başkanının çağrısıyla bir nevi talimatla görevlerinden ayrılmak zorunda kalırlar. 
Görev sonrasında da herhangibir inceleme/Soruşturma geçirmezler. 
Neden görevden ayrılmaları istendi,
Niçin istifa ettiler meçhul.

Taki 2019 seçimlerinde belediyeler el değiştirince yeni gelen CHP yönetimince inceleme/araştırma sonucunda hazırlanan özellikle İstanbul ve Ankara da 100'e yakın dosya içişleri başkanlığınca sümen altında tutulmaya devam edildiği noktada 
Zaman aşımına zamanları yetermi bilemem.

Tıpkı 17-25 Aralık 2013 tarihi gibi 
bir milat oluşturulmuş. 
Yolsuzluk/ihaleler konusunda 
Önceki dönemde yapılanlar/ilişkiler/ suçların vareste tutulduğu işleme alınmadığı bir hukuk/yargı süreci işliyor. 
CHP özelinde muhalefet yerel yönetimler nezdinde yapılan Siyasi operasyonlarla 
bir kuşatma altında. 

CHP yanında gazetecisinden/avukatına/öğrencisine muhalif duruş sergileyen herkese Soruşturma/tutuklama baskısı. 
Şu an itibariyle şafak operasyonu uygulaması sonrası 15 CHP belediye başkanı ve 100'u aşkın belediye personeli tutuklu, Bir o kadarda adli kontrol altında. 
Nereye kadar devam edeceği de meçhul.

Muhalefete yönelik kumpas izlenimindeki bu gelişmeler yanında barış/çözüm süreci 
Terörsüz Türkiye söylemleri ile Anayasa değişikliği çabaları/çalışmaları birbiri ile 
çelişen/çatışan gelişmeler.
Gelinen noktada;
Türkiye Cumhuriyeti
Uzlaşmazlık/çatışma/gerilim ortamında 
Bir bilinmezlik/çelişkiler sarmalında,
nereye/neye dönüştürülmeye çalışılıyor?
(11 Temmuz 2025)
Remzi Koçöz 

7 Temmuz 2025 Pazartesi

ORMANLAR

Ormanlar...
Doğa/çevre uygarlık gibi
İnsanlığın ortak mirasıdır. 
sadece bizlere
İnsanlara ait değil. 
Tüm canlıların  
-Topraktaki karıncanın 
Sudaki balığın 
Havadaki kuşun-
ortak yaşam alanıdır. 
Doğa/çevre sadece miras değil,
Geleceğin/yarınların
Bir güvencesidir.
Yanan/yakılan/ söndürülemeyen 
sadece ormanlar değil 
Türkiye'nin geleceğidir...
(7.7.2025)
Remzi Koçöz 

5 Temmuz 2025 Cumartesi

NİHAT GENÇ

 “İnsanlık bu kadar kötü olmamalı. Yazarlık bu kadar şebekleşmemeli. Ben onurlu bir çocuk olmak için yazar oldum. Nasıl olmuşum, olmamışım mı, ne demişim, kitaplarımdadır.” (Nihat Genç)

HIRÇIN / AYKIRI / SERT / YÜREKLİ GARA BİR ADAM: NİHAT GENÇ

Trabzon/Maçka’da Volkan Konak’ın köylüsü şoför baba ile Erzurumlu annenin evladı olarak 1956’da doğan, kara kuru bir çocuk Faroz’un "Gara"sı Nihat Genç.

Trabzon Ticaret Lisesi ardından siyasette Ülkücü hareket içerisinde kendini bulacak, siyasi nedenlerle yarım bıraktığı İstanbul ve Ankara Ticari ilimler ardından Hacettepe Üniversitesi Sağlık İdaresi bölümünden mezuniyet sonrası 9 yıl memuriyet ardından kendini basın dünyasında gazetecilikte bulacaktı. Farklı gazete/dergiler sonrası Leman dergisinde kitlelerle buluşur. 2000’li yıllar sonrası da farklı Tv kanallarında programlar gerçekleştirir.

12 Eylül sonrası ülkücü hareketten ayrılıp, antiemperyalist/bağımsız/ulusalcı bir yapıda Kemalist bir çizgide yürüyecektir. Yazılarıyla/duruşuyla ulusalcı kitlelerin sevgisini kazanır.

“Mustafa Kemal’in çocuklarıyız. Ne Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, ne Cumhuriyet'i, ne Türk Milleti'nin değerlerini kimseye yedirmeyiz!”

Ankara kahvelerinin müdavimidir. Kahveler, siyasi konuşmaların, halka dokunmanın, muhabbetin oluştuğu mekanlardır. O’da bu mekanlarda halkın içinde halktan biriydi.

Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılan Ermeni Konferansına yönelik (Kazmalar ve Maşalar / 2005);

“Biz, I. dünya savaşı bitti diyoruz, bitmedi diyorsanız, bir daha gelin, öyle uyduruktan demokrasi, özgürlük, aydınım, lafları yemiyor artık” tepki yazısı ardından Akşam gazetesi ve kitaplarını basan İletişim Yayınlarıyla yollarını ayırır.

Ergenekon/Balyoz kumpasları sürecinde yandaşlarla/liberallerle/Fetöcülerle/muhalefetteki kimi isimlerle sert tartışmalar/polemiklere tutuşurken, yaratıcı küfürleriyle sövgü onun edebiyatının üretken bir parçasıdır.

Paraya tamah etmeyip, doğru bildiği yolda yürüyerek kalemini satmayarak tek başına mücadelesini yürütecektir. İçinden/yüreğinden geldiği gibi yazarken/konuşurken ayni zamanda yaşayacaktır da. İlkeseldir, sert olduğu kadar da merttir. Duruşuyla/çizgisiyle yürekli/yiğit bir yurtseverdir.

Nasrettin hoca mizahıyla, bilge edasıyla, hikayeleştirici üslubu, duygusal konuşmaları, coşkulu anlatımları onu televizyonlara taşırken, 40 kadar kitabı yanında 2 tiyatro oyununa da imza atmıştır.

O aykırı bir insani yapısıyla sisteme karşı tek başına bir mücadele adamıdır. Yine tek başına da olsa özgüven yüksekliğiyle, Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi adında bir parti bile kurar.

Son süreçte yazılarını yazdığı Oda Tv’den 2019’da ayrılarak “Veryansın TV” isimli YouTube kanalında sürdürmüştür.

Nihat Genç’i güncel yazılarıyla/konuşmalarıyla yakından izlerken, “Veryansın” isimli kitabını 2010’da okurken sonraki süreçte de gündeme/güncele/gelişmelere/yaşananlara ilişkin değerlendirmelerinde yazılarıyla/konuşmalarıyla veryansın edecektir.

Vasiyeti: “Cumhuriyeti yaşatın!” olacaktır.

“Ben bu dünyaya bir kere geldim bana kimse efendilik edemez. Hiç kimsenin önünde boyun eğmem. Dik yaşarım. Kendi ekmeğimi kendim kazanırım. Kimseye muhtaç olmam.”

İllet bir hastalık/kanser türevi, insanlar/insanlık için zorlu bir mücadele.

1 aylık yoğun bakımdan çıkamayıp kansere yenik düşerek 69 yaşında aramızdan ayrılacaktır;

Karadeniz’in aykırı/hırçın çocuğu, Trabzon’un Gara’sı.

Kara kapkara giyinen ancak yüreği kara olmayıp herdaim aydınlık olan bir gazeteci/yazar:

Nihat Genç;

Toprağın bol ışıklar içinde,

Mekanın gönüller olsun!

Rahmet / Minnet / Saygıyla…

(4 Temmuz 2025)

Remzi Koçöz




Bu sitede yayınlanan her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, her tür fikri mülkiyet hakkı , tarafıma aittir.
Kaynak götermeden kullanılamaz