“İnsanlık bu kadar kötü olmamalı. Yazarlık bu kadar şebekleşmemeli. Ben onurlu bir çocuk olmak için yazar oldum. Nasıl olmuşum, olmamışım mı, ne demişim, kitaplarımdadır.” (Nihat Genç)
HIRÇIN / AYKIRI / SERT / YÜREKLİ GARA
BİR ADAM: NİHAT GENÇ
Trabzon/Maçka’da
Volkan Konak’ın köylüsü şoför baba ile Erzurumlu annenin evladı olarak 1956’da
doğan, kara kuru bir çocuk Faroz’un "Gara"sı
Nihat Genç.
Trabzon
Ticaret Lisesi ardından siyasette Ülkücü hareket içerisinde kendini bulacak, siyasi
nedenlerle yarım bıraktığı İstanbul ve Ankara Ticari ilimler ardından Hacettepe
Üniversitesi Sağlık İdaresi bölümünden mezuniyet sonrası 9 yıl memuriyet
ardından kendini basın dünyasında gazetecilikte bulacaktı. Farklı
gazete/dergiler sonrası Leman dergisinde kitlelerle buluşur. 2000’li yıllar
sonrası da farklı Tv kanallarında programlar gerçekleştirir.
12 Eylül sonrası ülkücü
hareketten ayrılıp, antiemperyalist/bağımsız/ulusalcı bir yapıda Kemalist bir
çizgide yürüyecektir. Yazılarıyla/duruşuyla ulusalcı kitlelerin sevgisini
kazanır.
“Mustafa Kemal’in çocuklarıyız. Ne Gazi
Mustafa Kemal Atatürk'ü, ne Cumhuriyet'i, ne Türk Milleti'nin değerlerini
kimseye yedirmeyiz!”
Ankara
kahvelerinin müdavimidir. Kahveler, siyasi konuşmaların, halka dokunmanın,
muhabbetin oluştuğu mekanlardır. O’da bu mekanlarda halkın içinde halktan
biriydi.
Boğaziçi
Üniversitesi'nde yapılan Ermeni Konferansına yönelik (Kazmalar ve Maşalar /
2005);
“Biz, I. dünya savaşı bitti diyoruz, bitmedi
diyorsanız, bir daha gelin, öyle uyduruktan demokrasi, özgürlük, aydınım,
lafları yemiyor artık” tepki yazısı ardından Akşam gazetesi ve
kitaplarını basan İletişim Yayınlarıyla yollarını ayırır.
Ergenekon/Balyoz
kumpasları sürecinde yandaşlarla/liberallerle/Fetöcülerle/muhalefetteki kimi
isimlerle sert tartışmalar/polemiklere tutuşurken, yaratıcı küfürleriyle sövgü
onun edebiyatının üretken bir parçasıdır.
Paraya
tamah etmeyip, doğru bildiği yolda yürüyerek kalemini satmayarak tek başına
mücadelesini yürütecektir. İçinden/yüreğinden geldiği gibi yazarken/konuşurken
ayni zamanda yaşayacaktır da. İlkeseldir, sert olduğu kadar da merttir.
Duruşuyla/çizgisiyle yürekli/yiğit bir yurtseverdir.
Nasrettin
hoca mizahıyla, bilge edasıyla, hikayeleştirici üslubu, duygusal konuşmaları,
coşkulu anlatımları onu televizyonlara taşırken, 40 kadar kitabı yanında 2
tiyatro oyununa da imza atmıştır.
O aykırı
bir insani yapısıyla sisteme karşı tek başına bir mücadele adamıdır. Yine tek
başına da olsa özgüven yüksekliğiyle, Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi adında
bir parti bile kurar.
Son
süreçte yazılarını yazdığı Oda Tv’den 2019’da ayrılarak “Veryansın TV” isimli
YouTube kanalında sürdürmüştür.
Nihat
Genç’i güncel yazılarıyla/konuşmalarıyla yakından izlerken, “Veryansın” isimli
kitabını 2010’da okurken sonraki süreçte de gündeme/güncele/gelişmelere/yaşananlara
ilişkin değerlendirmelerinde yazılarıyla/konuşmalarıyla veryansın edecektir.
Vasiyeti:
“Cumhuriyeti yaşatın!” olacaktır.
“Ben bu dünyaya bir
kere geldim bana kimse efendilik edemez. Hiç kimsenin önünde boyun eğmem. Dik
yaşarım. Kendi ekmeğimi kendim kazanırım. Kimseye muhtaç olmam.”
İllet bir hastalık/kanser türevi,
insanlar/insanlık için zorlu bir mücadele.
1 aylık yoğun bakımdan çıkamayıp kansere
yenik düşerek 69 yaşında aramızdan ayrılacaktır;
Karadeniz’in aykırı/hırçın çocuğu, Trabzon’un
Gara’sı.
Kara kapkara giyinen ancak yüreği kara
olmayıp herdaim aydınlık olan bir gazeteci/yazar:
Nihat Genç;
Toprağın bol ışıklar içinde,
Mekanın gönüller olsun!
Rahmet / Minnet / Saygıyla…
(4 Temmuz 2025)
Remzi Koçöz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder