“Adalet için en
büyük talihsizlik devleti idare edenlerin zalimliğidir.” Hz. ALİ
“Devlet iradesi işlemez olursa kişilerin özgürlüğünü
koruyacak hiçbir güç ve aracı kalmaz.” M.K. ATATÜRK
“Hiçbir kitle aldatılmak istemeden
aldatılamaz. Aldanmak istenen aldanır.” Y. Nuri ÖZTÜRK
Siyasi
partiler iktidara geldiklerinde,
Hükümet
olarak hükmederler,
Devlet
mekanizmasının olanaklarıyla,
Mutlak
güç odağı oluşturup,
Demokrasiyi
araç olarak kullanıp,
Hukuku/adaleti
kendilerine uyarlayıp,
-Adeta
psikolojik harekatla-
Muhaliflerini
kasetlerle/kumpaslarla,
Yalan/yanlış
iftiralarla, itibarsızlaştırmayla,
Sivil Toplum
Kurumlarını işlevsiz kılarak,
Ayrıştırıp/kutuplaştırıp
bölerek,
Kendisini
denetleyecek/eleştirecek mekanizmaları,
Bağımsız
kurum/kurulları,
Parti
organı/uzantısı/yandaşı şekline dönüştürüp,
-Çağdışı
yasak/kural/uygulamalarla-
Demokrasinin
nimetlerinden yararlanıp,
Demokrasinin
güç dengeleri ortadan kaldırılınca,
-Tepkisiz/
uyuşturulmuş/ uykuya yatmışçasına-
Toplum
tarafından izlemeyle yetinilmekte.
Hedef
sorunları çözmek değil,
-Kılcal
damarlarına dokunarak-
Toplumu
çözmek,
Toplumu
biraraya getiren,
-Milli/dini
değerleri-
Hassasiyetleri
bitirmek!
Kuruluşundaki
ilkelerden/hedeflerden,
Geçmişe
özlem hayaliyle sapan,
Bugünlerden
geleceği ıskalayan,
‘Çağdaşlaşma/Demokrasi/Hukuk/Adalet’,
Kaygısı
olmayan toplumlarda,
Ulaşılacak
sonuç;
Gücü
gücü yetene ya da gücü yeten yetene!
(12. 09. 2020)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder