8 Ocak 2023 Pazar

KARANTİNA GÜN(LÜK)LERİ - 17

 

Hafıza, beynin en önemli görevlerinden birisidir. Güçlü bir hafıza, insanın günlük yaşamındaki çeşitli birçok basit işten asli büyük hedeflerine ulaşmasına kadar geniş bir yelpazede anahtar bir rol oynamaktadır.” A. William DECKARD

BEYİN, ZEKA ve HAFIZA

‘Yaradan, canlılara üstün kıldığı insanoğluna 100 yıllık bir bataryalık ömür bahşetmiş. Milyarlarca insan -kimisi kendinden kaynaklanmayan nedenlerle kimiside hor kullanarak- bu bataryayı dolduramadan erkenden göçüp gitmiş, binlerce insan ise şanslı kullardan bu bataryayı ergonomik kullanarak 100’ün üzerinde yaşam sürebilmiş.’

Beyin; Başımızın üzerinde taşıdığımız binlerce biyolojik/fizyolojik işlevleri yerine getiren, yaradılış mucizesi, aksaksız işleyen bir makine.

Evrendeki en karışık/şaşırtıcı bir yapı! Vücut ağırlığının %2’sini, tüketilen kalorinin %20-30’unu, oksijenin %20’sini, kan basıncının %25’ini alırken, %85’i su ve yağdan oluşan kişiliğimizin/ ruhumuzun mihenk taşı olan bir organ.

Beyin, Sinir sisteminin merkezi olarak bilinçli/bilinçsiz işlemlerin tümü kontrol edereken, Yaşam için gerekli (kalp atışı/sıvı-hormon dengesi/kan basıncı) tüm aktivetelerin düzenli işleyişini sağlar. Sinir sisteminin temel yapıtaşı olan Beyin hücreleri nöronlar; bilgi ve hertürlü sinyalin iletimini (elektriksel bir bilgi ağı şeklinde) sağlarlar.

Beynin bilgi işlem hızı; 13 milisaniye, yani son teknolojik süper bilgisayarlardan daha hızlı. Günlük işlem hacmi; 105 bin kelime duyan, 34 gigabayt bilgi alan bir kapasiteye sahip.

Bilim adamlarına göre kafamızda taşıdığımız evrende bulunmuş en karışık makine; 2 ana parça ve kendi içinde birçok bölüme ayrılan, sahip olduğumuz karakter/düşünme/ilgi alanlarımızın belirleyicisi, benliğimiz ve belleğimiz.

Duygusal/sezgisel/yaratıcı yönümüz: sağ lob.

Sayısal/analitik yönümüz: sol lob.

İnsanlar bu 2 parçadan birini daha etkin kullanmakta. Dahiler/buluşlar böyle ortaya çıkarken, her ikisini de dengeli kullanmak özlenendir.

Milyonlarca nöron, arı kovanı benzeri bir otoban ağı şeklinde reseptör/dedektör görevi ifa ederken, yapısal arşivimiz olan beynimizi/belleğimizi (özellikle unutmama açısından) çok ama çok iyi korumamız bağlamında öncelikli olarak iyi/dengeli beslenme beynimizi daha sağlıklı kılacaktır.

Beynin işlevi bazı insanlarda daha hızlı işler. Beynimizi ne kadar çok kullanırsak o derecede zeka seviyemizi yükseltebiliriz. Zihnin tüm işlevlerini kapsayan genel bir güç olan Zekamızın %30’u genetik, %70’i çevresel etkenler ve ağırlıklı olarak eğitimdir.

Nobel ödüllü Bilim adamı Prof. Aziz SANCAR’a göre; sırf zeka/yetenekle bir yere varılamayacağı, “Çoğu insan zekaya inanır, ben inanmıyorum, bizi birbirimizden ayıran emektir, ben çalışmaya inanıyorum” şeklinde dile getirilir.

(Biyolojik/kalıtsal etkenler sonucu oluşan zeka geriliği dışında eğitimsizlik de zeka geriliğine neden olabilmektedir. Beyin hücrelerinin yok olmasına neden olabilecek fizyolojik/ psikolojik tahribat sonucu erken bunama, ayrıca kaza /darbe/düşme/çarpma şeklinde oluşan travmalar beyinsel aktiviteleri kısıtlayıcı etkenler olabilmektedir.)

Beynimiz düzgün bir şekilde eğitilirse, zeka seviyeside yükselerek yaratıcılık yansıyayacaktır. Bu açıdan çocukluk dönemi (2-6 yaş arası) çok önemli!

Beynin içsel işleyişi bağlamında derinine indiğimizde nöro süper bilgisayar benzeri belleğimiz olarak işlev gören incelikli/karmaşık bir yapı, hafıza karşımıza çıkacaktır.

Hafıza; bilginin edinilmesi/kaydedilmesi/akılda tutulması ve gerektiğinde hatırlanması işlemlerinin bütününe verilen addır.

Hafızanın 3 ana işlevi: Kodlama/ Depolama/ Hatırlama olarak sınıflandırılırken, sonuncu yani 3. işlevi özellikle ileri yaşlarda hatırlamama/hatırlayamama şekline dönüşebilmektedir.

Zihinsel sağlığımız açısından 3 etken; “Düzenli uyku/Egzersiz/Düzgün beslenme”, Hafızayı güçlendirme açısından -unutmayı engelleme bağlamında- en büyük etkiyi sağlayabilecektir.

Sonuçta; kafamız üzerinde taşıdığımız bu mucizevi makinenin/motorun durması insanın yaşamının sonlanması olacaktır. Yaşamın sonlanması yaradılışımız gereği bir döngüdür. Bir canlı/insan olarak sonu kabullenmemek gibi olanağımız, bir karşı durma şansımız yok. Sadece yaşam devam ettiği sürece yaşamı kaliteli kılma gibi bir şansımız var. Onu gerçekleştirmek/ başarmak ise bizim elimizde! (Tabiki bizim elimizde olmayan hususları da gözardı etmemek gerek; toplumsal huzursuzluk/adaletsizlik/eşitsizlik/yozlaşma/cehalet gibi unsurlar sağlıklı yaşamın panzehiridirler.)

Ancak günümüzde yaşlılıkta en çok korkulan/yaşanılan ve biz yaştakilerin kabusu olan; unutkanlık, Beynimizin belleğinin, zihnimizin yani hafızamızın kaybı/silinmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. İlerleyen yaşlarda -kimseye muhtaç olmadan/kalmadan kendi ayaklarımız üzerinde- durabilmek en  önemli istemimiz; beynimizi özenle koruyarak geleceğe güvenle bakabilmek, yaşamı kaliteli kılabilmek en büyük özlemimiz.

Sağlıklı bir ömür ile anlamlı bir yaşam dileğiyle...

(08 / 01 / 2023)

Remzi KOÇÖZ









Hiç yorum yok:

Bu sitede yayınlanan her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, her tür fikri mülkiyet hakkı , tarafıma aittir.
Kaynak götermeden kullanılamaz