Altın Post yurdu.
Promete'nin zincire vurulduğu,
Kafdağı’nın en güzel ülkesi Gürcistan.
Sümer ve Hititlere akraba,
Dili ve edebiyatı,
Folklor, müzik ve sanatları ile
Dünyanın en dinamik halk oyunlarını oynayan,
Beyaz ırkın en güzel insanları Gürcüler.1
EKONOMİ
Çarlık Rusya hegemonyasında iken hemen hemen hiç endüstrisi yoktu. Bağımsızlığını ilan ettiği 26 Mayıs 1918 tarihinden sonra hızlı bir kalkınma hamlesi görülür. Sovyet döneminde de cumhuriyet ağır endüstri ve modern ekipmanlarla süslendi. II. Dünya savaşı sonrası da Gürcü endüstrisi gelişmeye devam etti. Elektrik santralleri, maden ocakları ve her türlü sanayi dalları oluştu. Font, çelik, otomobil, boru, metal, makine araçları vs. üretilir oldu. Ayni zamanda tarım alanında da köklü reformlar olmuş, modern tarıma geçilerek, tarım ve endüstri dengeli bir gelişme izlemiştir.
Sovyetler Birliği döneminde refah seviyesi oldukça yüksek olan Gürcistan, Birliğin dağılmasından sonra kurulan diğer tüm cumhuriyetler gibi ciddi boyutlarda ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalmıştır. Hammadde, enerji ve diğer endüstri ürünlerinin pazarlandığı diğer Cumhuriyetlerle arasındaki bağların ortadan kalkması Gürcistan ekonomisini olumsuz etkilemiştir.
Başkent Tiflis, 1966 yılında yakındoğunun metrosu bulunan yegane kentidir.
1991 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra ülkede ekonomik açıdan istikrarsız bir yapı ortaya çıkmıştır. Bağımsızlığın ilk yıllarında, yüksek enflasyon, sanayi ve tarım ürünleri üretiminde azalma, ülkeye gelen turist sayısında düşüş ve işsizlik oranında artış görülmüştür. Bağımsızlığın ilan edilmesinden 1995 yılına kadar geçen sürede Gürcistan'ın GSYİH'sı her yıl azalan bir seyir izlemiştir.
1995 yılında başlatılan ekonomik istikrar programlarının başarıyla uygulanması sonucunda, Gürcistan ekonomisinde gözle görülür bir düzelme kaydedilmiştir. 2008 yılında Rusya ile giriştiği kısa süreli savaş Gürcistan ekonomisini olumsuz etkilemiştir.
2016 verilerine göre Enflasyon % 1.8, İstihdam % 67.8, işsizlik %12, GSYH ülke % 2.3 oranlarında seyretmektedir.2
Gürcistan'da serbest pazar ekonomisinin kurum ve kuruluşlarıyla tesis edilme çalışmalarının başlatılmasından bu yana özel sektörün GSYİH'deki payında artış eğilimi görülmektedir.
Jeopolitik Enerji Hatları; Hazar petrollerinin ve Orta Asya doğalgazının dünya pazarlarına taşınmasında Gürcistan yine geçiş noktası konumundadır. Bu jeopolitik özelliğinden dolayı tarih boyunca ve günümüzde de büyük devletlerin çatışma alanlarından birisi olmaya devam etmektedir. Yılda 50 milyon ton petrol taşıyan Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı’nın Rusya’nın uluslararası arenadaki tüm engellemelerine rağmen, Batı dünyasının da desteklemesiyle 2005 tarihinde tamamlanmış ve işletime açılmıştır. Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı (BTC) ile aynı koridoru kullanan, Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı (BTE) inşasına 2004 tarihinde başlanmış ve 2007 tarihi itibariyle boru hattı üzerinden gaz akışı başlamıştır.3
Doğal kaynaklar; Gürcistan'ın petrol ve doğalgaz rezervleri oldukça sınırlıdır. Ülkede çıkarılan başlıca mineraller manganez (Metal alaşımları üretiminde kullanılan ve önemli ihracat potansiyeline sahip Dünyadaki en zengin manganez rezervleri Gürcistan’ın Chiatura bölgesinde bulunmaktadır) ve perlittir.
Tarım ve hayvancılık; Tarım Gürcistan ekonomisindeki en önemli sektörlerden birisidir. Nüfusun yaklaşık %40'ı tarım sektöründe istihdam edilmektedir. Tarım ve hayvancılık %20,3 ile GSYİH içindeki en önemli kalemdir (üzüm, narenciye, çay, fındık, sebze, patates, çiftlik hayvanları). Dünyaca ünlü ‘Sinandali’ şarapları bağcılık üretiminin yüksekliğinin bir göstergesidir. Gürcistan topraklarının %13’ü düz arazi, %33,4’ü meyilli arazi, kalan kısmı da dağlık alandan oluşmaktadır. Toprağın yaklaşık %44’ü tarım amaçlı kullanılmaktadır. Tarım alanlarının %21’i sulu arazidir.
Turizm; Gürcistan, Karadeniz'e bakan sahil şeridi, dağları, kış turizmine elverişli tesisleri, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile önemli ölçüde turizm potansiyeline sahiptir. Ayrıca, zengin termal su kaynakları ve kaplıcaları da birçok turisti ülkeye çekmektedir. Diğer taraftan Avrupa'ya yakınlığı büyük bir avantaj oluşturmaktadır.
1990'lı yılların başında yaşanan güvenlik sorunları ve ekonomik durgunluk nedeniyle, ülkenin turizmi gelişme kaydedememiştir ve ülkeye gelen turist sayısında büyük düşüş yaşanmıştır. Konaklama, uluslararası ulaşım hizmetleri ve diğer birçok altyapı unsuru geliştirilmeye gerek duymaktadır.
Gürcistan’da son yıllarda uluslararası kuruluşlarla birlikte turizm sektöründeki altyapının geliştirilmesine yönelik olarak etkin ve ciddi adımlar atılmıştır. Dünya Turizm Örgütü (WTO) ve UNESCO'nun işbirliğinde ‘İpek Yolu Projesi’nin hayata geçirilmesi desteklenmiştir.
Nüfus ve Demografi (Etnik Durum)
Gürcistan’ın 2016 yılı itibariyle nüfusu yaklaşık 4.500.000’dir. Bu nüfusun çoğunluğunu, yaklaşık %83.8’le, kendi dilinde Kartveli olarak adlandırılan Gürcüler oluşturur. Azerbaycan Türklerinin bu nüfus içindeki oranı %6.5 (500.000), Ermenilerin %5.7, Rusların %1.5’tir (Rusların çoğunluğu bağımsızlık ilanından sonra Gürcistan’dan göç etmiştir). Abhazya’daki Abhazlar ve Güney Osetya'daki Osetler, fiilen ayrı yaşamaktadırlar. Ama Gürcistan’ın başka bölgelerinde de yerleşik olan Osetlerin genel nüfusa oranı %2.5, Abhazların oranı ise %1.8 kadardır. Kartveli grubu içinde sayıları yaklaşık olarak 1 milyon olan Megreller ve 150.000 civarında olan Svanlar ülkenin batı ve kuzeybatı bölümlerinde yaşamaktadırlar. Türkiye sınırına yakın bölgede, az sayıda Laz yaşamaktadır. Lazlar, farklı dillerine rağmen etnik ve kültürel olarak Gürcülere yakındır.
Gürcistan’da yaşayan nüfusun dinsel dağılımı; %65 Gürcü Ortodoks, %11 Müslüman, %10 Rus Ortodoks, %8 Ermeni Ortodoks.
Kafkas halklarının güney koluna mensup olan Gürcüler, kendilerini efsanevi ataları Kartlos'tan dolayı Kartveli şeklinde adlandırırlar ve dillerine Kartuli ülkelerine de Sakartvelo derler. Gürcüler kendi aralarında birçok soya ayrılır; Batum ve Acara'da Acarlar, Kolhit ovasında Güri ve İmeretler, Batı Gürcistan'ın dağlık yöresinde Svanlar ve Hevsurlar, güneyde Meshiler Gürcüce konuşan topluluklardır.
Federal bir yapıya sahip olan Gürcistan'ın sınırları içinde Abhazya ve Acara özerk cumhuriyetleriyle Güney Osetya özerk bölgesi bulunmaktadır. (Abhazya ve Osetya’nın iç savaş sonrası statüleri net değildir.)
Acara; 300 yıl Osmanlı hakimiyetinde kalan Acarlar, Gürcistan'a bağlı özerk bir cumhuriyet şeklinde teşkilatlanmış olup merkezleri Doğu Karadeniz kıyısındaki Batum şehridir. Acarlar ve Güriler genellikle çay ve turunçgil tarımı ile uğraşırken dağlık bir bölge olan Svaneti'de yaşayan Svanlar'la Hevsurlar hayvancılık yaparlar. Hevsurlar'ın konuştukları dil modern Gürcüce'den bazı farklılıklar taşır.
Güney Osetya; Ülkenin en eski halkı güneydeki Meshiler'dir. Güney Osetya özerk bölgesinde yaşayan ve etnik bakımından Gürcülerle akrabalıkları bulunmayan merkezi Tsinvali olan Osetler, Farsça'ya yakın bir dil konuşan tipik bir Kafkasya halkı olup Müslümandırlar ve çiftçilik-hayvancılıkla geçinirler.
Abhazya; Etnik bakımından yine Gürcülerle akrabalıkları bulunmayan Abhazlar, ülkenin kuzeybatısındaki merkezi Suhumi olan Abhazya Özerk Cumhuriyeti'nde yaşamakta olan Kafkas dillerinin kuzeybatı grubunu oluşturan bir dil konuşmaktadırlar. Çifçilik hayvancılık ve denizcilikle uğraşan Abhazlar'ın bir kısmı Müslüman, bir kısmı ise Hıristiyan’dır.
Ülkede yaşayan Ruslar'ın çoğu kamu kurumlarında, Ermeniler ticaret sektöründe, daha küçük topluluklardan Rum ve Yahudiler ise el sanatları ve sanayide etkin konumdadırlar.
Nüfusun %60'tan çoğu şehirlerde, kalanı köylerde yaşamaktadır. Mimarlık anıtlarıyla modern yapıların içiçe geçtiği en büyük şehir aynı zamanda başşehir olan Tiflis'tir (nüfusu 2014'de 1.350.000). Diğer önemli şehirler Batum (137.000), Kutaisi (238.000), Sohumi (120.000), Rustavi (162.000), Gori, Kaheti ve Poti'dir
(Gürcistan’da yaşayan Gürcülerin sayısı yaklaşık 3.900.000’dir. Türkiye’de 1.500.000 kadar, Rusya’da 198.000, ABD’de 150.000, Azerbaycan’da 50.000, İran’da 50.000, Batı Avrupa ülkelerinde 50.000 ve Ukrayna’da 34.000 Gürcü kökenli bir nüfusun olduğu tahmin edilmektedir.)
Gürcistan’ın Uluslararası Platforma Yansıyan Sorunları
Acara Krizi; Acara Otonom Cumhuriyeti de, “Tiflis yönetimini tanımayacağını” ilan etti. Acara bölgesi ise ülkenin bağımsızlığından beri hukuken Tiflis'e bağlı iken fiilen bağımsız kalmıştır. Aslan Abaşidze merkeze hesap ve gelirlerden pay vermemiş, sınırlarını kendi oluşturduğu silahlı güçle korumuş ve kendi yönetimini oluşturmuştur. Ancak Kadife Devrim (Gül Devrimi) ile devrilen Şevardnadze sonrası Abaşidze'de, ABD-Rusya anlaşması ile Mayıs 2004 tarihinde Moskova'ya uçarak Acara Özerk Cumhuriyeti'ni Tiflis'e bırakmak zorunda kalmıştır.
Abhazya ve Güney Osetya; SSCB döneminde Gürcistan içinde iki özerk cumhuriyet (Abhazya ve Acaristan) ve bir de özerk bölge (Güney Osetya) bulunmaktaydı. 1989’da, Abhazya ve Güney Osetya’nın Birlik Cumhuriyeti olmak istemeleri, Gürcistan’ın bunu reddetmesi üzerine, bu bölgelerle Tiflis yönetimleri arasında gerginlikler başladı. Rusların da kışkırtması ile önce Abhaz-Gürcü çatışması başladı. Diğer yandan, Güney Osetya’da da iç savaş tehlikesi belirdi. Aşırı milliyetçi politikalar izleyen Gamsakhurdia’nın görevden uzaklaştırılarak ülkeden ayrılmasından sonra (Ocak 1992), Rusya’nın desteğiyle Abhazya bağımsızlığını ilan etti. Bu nedenle başlayan çatışmalar nedeniyle, 220 bin Gürcü, Abhazya’yı terk etmeye zorlandı. Rusya’nın araya girmesi ile Güney Osetya’daki çatışmalar 1992’de, Abhazya’daki çatışmalar ise 1994’te ateşkes sağlanarak durduruldu. Gürcistan içersindeki Osetya ve Abhazya özerk cumhuriyetleri Kosova’yı örnek alarak 2008’de bağımsızlıklarını ilan etmelerinin ardından Gürcistan’ın Güney Osetya’ya askeri müdahalesine Ruslar misilleme yaparak Ağustos 2008'de Gürcistan'a müdahale etmiş ve Güney Osetya ile Abhazya'nın tek taraflı ilan ettikleri bağımsızlıklarını tanımıştır. Her iki otonom bölgede de Rus Barış Gücü askerleri görev yapıyor.
Cavaheti Ermenileri; Çatışmaya dönüşmeyen başka problemler de ortaya çıkmıştır. Cavaheti bölgesinde yoğun olarak yaşayan Ermeniler, özerklik isterlerken zaman zaman Ermenistan'a bağlanma talebinde bulunmaktadırlar.
Pankisi (Panki) Vadisi; Gürcü-Çeçen sınırında 65 km uzunluğa sahip ve Tiflis’in 190 km Kuzey Doğu’sundadır. Çeçen-Rus mücadelesi sebebiyle Vadide 10 bin civarı Çeçen mülteci yaşamaktadır. Yine bu mülteciler de Gürcü-Rus gerginliğine sebep teşkil eden etmenlerden biri olmuştur.
Ahıska Türkleri; Türkiye sınırına bitişik olan Ahıska bölgesi, Ruslar tarafından Mesketya adı ile isimlendirildiği için bu bölgede yaşayanlar Mesket Türkleri olarak ta anılmışlardır. Şu an Mesheti olarak anılan bölge, 1578’de 3.Murat devrinde Osmanlı idaresine girmiştir. 1829 Osmanlı-Rus savaşı sonucu yapılan Edirne Antlaşması ile Rusya’nın eline geçmiş olan bölgeden 1877-78 (93 Harbi) yıllarında Osmanlı topraklarına yoğun bir göç yaşanmıştır. 1919 Gürcistan’ın eline geçen bölge daha sonra Gürcistan ile birlikte Rusya egemenliğine girmiştir. 1921 Kars Antlaşması ile Ahıska’nın bir bölümü Türkiye’de bir bölümü de Rusya’da kalmıştır. 2.Dünya Savaşı’nda 40 bin genç Rus ordusunda görev yapmak için alınmıştır. Geride kalan ihtiyar, çocuk ve kadınlar, demiryolu yapımında çalıştırılmışlardır. Bu demiryolları ise 14 Kasım 1944’te 91 bin Ahıska Türkünü Stalin’in emriyle Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ın Fergana Vadisine sürgüne götürmüştür. Sürgüne gönderilenlerin topraklarına Gürcüler yerleştirilmiştir. Şu an Özbekistan, Türkiye ve diğer ülkelerde yaşayan Ahıska Türkleri ana yurtlarına dönememektedirler. Türkiye Gürcistan’dan bunun çözümünü isterken Rusya’da Gürcüleri köşeye sıkıştırmak için Ahıska meselesini bir koz olarak kullanmak istemektedir. Sürgünde yaşayan Ahıskalılar ise geri dönmek istiyorlar ve bu isteklerinde Türkiye’den yardım bekliyorlar.4 1968 yılında Azerbaycan-Saatli bölgesine göç ve yerleşme izninin ardından Ahıska'ya dönebilen 6 aile kendi vatanlarında yalnızlığı paylaşıyorlar:
Rus Askeri Üsleri; 1999 yılında İstanbul’da yapılan AGİT zirvesinde imzalanan Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Antlaşması’na (AKKA) binaen, Vaziani ve Gudauta üsleri Temmuz 2001’de boşaltılmıştır. Rusya, AKKA kararları gereği 31 Aralık 2003’e kadar Batum ve Ahılkelek üslerini de boşaltması gerekirken bu süreç uzamıştır. Gürcistan, Rus kontrolünden uzaklaşmak isterken, NATO, AB ve Türkiye’ye yaklaşmaya çalışmakta ve ABD'yi bölgede rahat etmek için can simidi olarak görmektedir. 5 Rusya, Gürcistan'daki askeri üslerini kapatıp birliklerinin çekilmesini 15 Kasım 2007’ye kadar tamamlamıştır. Sadece Abhazya ve Güney Osetya’da Rusya’nın barış güçleri kalmıştır.
Yakın Tarihi ve Bugünü ile Gürcistan
Gerçekten de Gürcü halkı, yüksek tepelerin, ovaların ve yaylaların insanın doğasına yansıtabileceği tüm özellikleri taşıyor. Coşkulu, dost canlısı bu insanlar genellikle hoşgörülü ve açık fikirlidirler. Gürcü halkının doğasına tüm bu özelliklerini veren toprakların fiziki yapısı olduğu söylenebilir.
İlkçağlara uzanan bir medeniyetin geleneği olan Gürcüler; Sümer ve Hititlere akraba olması yanında binlerce yıllık tarihleri içinde 200 yıl Selçuklularla, 600 yıldan fazla Osmanlılarla komşuluk etmişlerdir. Asya ile Avrupa arasındaki coğrafi durumu ve diğer faktörler sosyal, politik, ekonomik ve kültürel evrimine etki yapmıştır. Bunun yanında tarihi boyunca istilalara uğramış ve bağımsızlığını sürekli koruyamamıştır. Yüzyılı aşkın Çarlık Rusya’nın ardından 3 yıla yakın bağımsızlık sonrası (1918-1921), 70 yıllık Sovyet Rusya’nın dağılmasından sonra (1991) yeniden bağımsızlığını kazanan Gürcistan, dış güçlerin kışkırtması ile iç savaş ve bölgesel çatışmaların ardından yeniden yapılanma sürecini yaşamaktadır. Askeri yönden zayıf bir durumda olan Gürcistan 2005’te NATO’ya girmeyi hedeflerken Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (KEİT)’na üyedir.
Bağımsızlığını ilan eden Gürcistan’ı dünyada tanıyan ilk ülke olan Türkiye, o tarihten bu yana sürdürdüğü sıcak ilişkilerle, ülkenin gelişmesinde önemli roller üslenir. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz boru hatları projelerinde ortak çıkarları bulunan Gürcistan ve Türkiye arasında herhangi bir sorun bulunmuyor. Türkiye ayrıca, Gürcistan ordusunun kuruluş çalışmaları ve ekonomisinin geliştirilmesine yaptığı katkılarla, bu Gürcistan’ın Batılı ülkelerle olan ilişkilerinde birinci derecede rol oynamaktadır.
Gürcistan, Kafkasya'nın Karadeniz kıyısında jeopolitik, ekonomik ve stratejik açılardan öneme sahip bir ülkedir. Azerbaycan, Ermenistan ve Kuzey Kafkasya'nın dünyaya açılan kapısı olan ülke, Hazar petrollerini ve Orta Asya doğalgazını dünyaya taşıyacak güzergâhta yer almaktadır. Bu yüzdendir ki ülke ekonomik ve siyasi sıkıntılarla boğuşmaktadır. Rus ve ABD mücadelesinde manevra alanı olarak belirlenen Gürcistan daha uzun yıllar sıkıntı çekeceğe benzemektedir.
Remzi KOÇÖZ
Kaynakça:
1 ÖZKAN, A., Gürcüstan, arka kapak yazısı.
2 KOÇÖZ R., age, s.513.
4 “Ahıskalılar Sürgünden Dönmek İstiyor”, Muharrem Coşkun’un Ahıskalılar Vakfı Başkanı Mehmet Oğuz ile Röportajı, Milli Gazete, 11.12.2003.
5 AĞACAN, Kamil, “ABD’nin Gürcistan’a Asker Göndermesi”; LEBANİDZE,T., “11 Eylül Sonrasında Kafkasya’da” , Stratejik Analiz Dergisi, Cilt:2, Sayı:24, Nisan 2002, s.69, 138.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder