24 Temmuz 2020 Cuma

TARİHTEN -Tarih Sayfalarından- NOTLAR -2

TARİHTE BUGÜN  (24 Temmuz 1923)

“Fevkalade karışık, dolaşık, bulutlarla örtülü bir çevre içerisinde yol gösterecek bir doğru görüş lazımdır. 

Bu doğru görüşü gerek muharebe hayatında gerek sulh hayatında bize gösteren Mustafa Kemal Paşa olmuştur.” 

Mustafa İsmet İNÖNÜ

Lozan Antlaşması / 100. Yılında! 

1918’de Dünya Savaşı bitiminde Mondros Mütarekesi ardından Emperyalist güçler işgal ile yetinmeyerek 10 Ağustos 1920 tarihinde Osmanlı hükümetince imzalanan Sevr Antlaşması sonucu ‘Doğu Sorunu’na noktayı koyar: Anadolu paylaşılacaktır!

İstanbul/saray hükümetince imzalanan ve adeta Osmanlı devletinin kendini tasfiye ettiği bu sözde barış anlaşması, Ankara/TBMM hükümeti tarafından dikkate bile alınmaz, “Ya istiklal Ya Ölüm” şiarıyla milli mücadeleye devam edilerek esaret zincirine boyun eğilmez.

Türk Ulusal Kurtuluş mücadelesi;  Büyük Atatürk’ün önderliğinde kendi öz toprakları ve savunması için verilen halklı/haklı ve de kutsal bir savaştır.  Lozan, büyük savaşın galiplerini yenerek elde edilen bir kazanımdır.  Antiemperyalist bir savaşın galibi olan bir ulusun tarih sahnesinde yer almasıdır.

Lozan Antlaşması (24 Temmuz 1923), Türk milletine karşı yüzyıllardır sürdürülen ve Sevr ile tamamlandığı sanılan büyük bir komplonun sonuçsuz kaldığını bildirir tarihi bir belgedir. Sevr’in Türkiye’ye reva gördüğü sınırlarımızı 430 bin km2’den Misakı Milli çerçevesinde 780 binlere çıkarılmasıdır.

Lozan Antlaşması ile yeni Türk devletinin varlığı/bağımsızlığı dünya tarafından kabul görür. Lozan görüşmeleri, Türk diplomasi tarihi açısından başarılı olup, Misakı Millinin büyük ölçüde gerçekleştirilip tam bağımsızlık kazanılır. Lozan’da Musul’un sınırlar dışında kalması, Boğazların egemenliği, Hatay sorunu ilk etapta çözümlenemese de daha sonraki süreçte Musul sorunu dışındaki diğer iki sorun olumlu olarak sonuçlanır.

Lozan, -gerçek anlamıyla- belirli güce sahip belirli ülkelerin giriştikleri büyük ve tarihsel bir pazarlıktır. Lozan’da çetin müzakereler devam ederken, İstanbul/Çanakkale/Boğazlar hala işgal altındadır! Dünyanın o dönem süper gücü konumundaki “Güneş Batmayan İmparatorluk”: Birleşik Krallık/İngiltere’ye bu ahvalde diplomasi olarak diz çöktürülmesidir.

Lozan’ın İngilizler açısından; Boğazlar/Azınlıklar/Kapitülasyonlar konusunda başarısız bir antlaşma olduğuna dair tartışmalar/hoşnutsuzluklar,  onaylanıp yürürlüğe girmesinin geciktirilmek istenmesi gibi hususlar, Lozan Antlaşması’nın Türkiye için başarısını ve önemini ortaya koyan uluslararası ölçekte göstergelerdir.

Tabi ki Lozan kazanımları, özellikle İngilizler kadar onların manda/himayesine bel bağlayan saltanat/saray bürokrasisi, İngiliz Muhipler/İslam/Kürt Teali Cemiyetleri, İstanbul basını gibi yerli işbirlikçilerde hoşnutsuzluk oluşturur. Bu hoşnutsuzluk, Onların günümüz uzantılarınca -Atatürk Cumhuriyeti ile hesaplaşmalar çerçevesinde- 100 yıl sonrasında da devam etmektedir.

Lozan Antlaşmasının genel karakteri hakkında, taraflı/tarafsız ileri sürülen görüşlerdeki ortak hüküm, antlaşmanın, Türkiye için siyasi bir başarı ve zafer oluşudur. Bu antlaşma; tarihte yeniden destanlar yaratması mümkün olan asil bir milletin kurtuluş belgesi ve dünya barışında önemle dikkate alınacak yepyeni bir devletin Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş beratıdır.

Onun ötesi; -Türkiye’nin bağımsızlık ve egemenliğinin tescili/tapusu Lozan’ı, siyaset cambazları/demagoglar tarafından tartıştırarak/tartışılarak- Tarih'in sulandırılıp mayalanmaya çalışılması, havanda su dövülmesidir.  

(Ankara/24 Temmuz 2023)

Remzi KOÇÖZ





Hiç yorum yok:

Bu sitede yayınlanan her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, her tür fikri mülkiyet hakkı , tarafıma aittir.
Kaynak götermeden kullanılamaz