19 Temmuz 2020 Pazar

KARASU ÜZERİNE NOTLAR - 2



Eğitim ve Gençlik…

Memlekette herşey kurumaya yüz tuttu. Yıllar öncesinde "önce ekmekler bozuldu" denilirken pek anlam verememiştim. Sonrasında haftalık/aylık edebiyat/şiir içerikli dergilerden mizah/aktüel içerikli Kültür ağırlıklı dergiler birer birer kayboldular. Onun yerini yeme/içme gibi mide ağırlıklı gereksinimler aldı yani tüketim kültürü gelişti. Sanatın öncüsü konumundaki edebiyat/şiir /mizah yoksunu bir toplum olma yolunda koşar adım gidiyoruz. Okumak artık her açıdan -okur/yazarlık yeterli sayılarak- ikinci hatta arka plana atıldı.
Nereden geldim bu konuya!
2018 yılı sonbahar ayları gibi Ana-Baba ziyareti için Ankara’dan Karasu’ya gelirken
yolculuk esnasında Düzce-Akçakoca yolunun 50 km daha kısa vede doğal güzellikler nedeniyle genellikle bu yolu tercih ediyordum. Araçta yalnız giderken yolda/sapakta el kaldıranlardan aracıma aldığım işçi, öğrenci gibi değişik insanlarla yol boyunca sohbetlerim olmuştur. Bir keresinde 14 yaşlarında 2 öğrenci denk gelmişti. Akçakoca’da İmam-Hatip orta bölümünde okuyorlardı. (Eğitimde gelinen nokta ve imam hatipler ayrı bir yazı konusu.) Düzce’ye gezmeye gelmişler Akçakoca’ya dönüyorlarmış. Ailelerinin işçi ve rençber olduğunu öğrendikten sonra önde oturan gencin sigara kokusuna dayanamadım. Sigara içtiğinizi bilseydim arabaya almazdım dedim. Her ikisi birden amca sen hiç içmedin mi demeleri üzerine onlardan daha küçük yaşlarda sigara içtiğimi ancak bizim zamanımızda tv, internet gibi iletişim araçlarının olmadığını, sigara konusunun tehlikelerine ilişkin uyarıcı bilgilendirmeler yapılmadığını, sadece büyükler yanında içmenin ayıp/saygısızlık olduğunu sonrasındada bundan 28 yıl önce 30 yaşlarında bıraktığımı söyledim. Sonrasında yaşımı bulmaya çalıştılar. Ancak birisi 48, diğeri 68 diye cevap verirken, basit bir aritmetik bilgisi ile ulaşılabilecek sonucu bulmakta zorlandılar. Neredeyse parmakları ile saymak suretiyle buldular ama doğru olup olmadığını yine bana teyit ettirdiler. Yolculuk esnasında Tolga Çandar’ın bir müzik CD’sini dinliyordum. Sanatçıyı bilemeyince, hadi hangi yöre müziği olduğunu bulun dedim. İlk cevap veren Karadeniz deyince bende şafak attı. Siz yaşadığınız bölgenin müziğini tanımıyormusunuz deyince diğeri Trakya diye cevap verdi. Ardından sanatçının ismini ve Zeybek havası olduğunu söyleyerek cevap vermelerini istedim. Neredeyse tüm bölgeleri saydılar ancak bir tek Ege bölgesi akıllarına gelmeyince ben iyice sinirlenip Akçakoca çevre yolunda aracı yavaşlatıp sizi indireyim o zaman dedim.  Onlarda amca az kaldı ilerdeki sapakta indirebilirsin demeleri üzerine, bende bildikleri sanatçıları, ne izlediklerini, en son hangi kitabı okuduklarını sordum. Kurtlar Vadisinin oyuncularını söyleyip, futbolcu isimleri saymalarının ardından okul kitabı dışında hiç kitap okumadıklarını söylediklerinde bende sapakta sağa çekip durdum. Kendilerine yaklaşık 10-15 dakika arabanın içerisinde kendileri gibi yaşlarda komşu ilçede Karasu’da        
-dershane gibi destek olmadan- okul ve öğrenim bilgilerimizle yokluk/olanaksızlık dönemlerinde yatılı okul sınavlarında 3 okul kazanmamın ardından birini tercih edip meslek sahibi olduğumu paylaşırken, ülkemin eğitimde gelmiş olduğu noktayı bu şekilde gördükçe vede düşündükçe hüzünleniyordum.
Geçmişte Karasu’da görev yapan elleri öpülesi Cumhuriyet öğretmenlerinin hepsinin bizler üzerinde ayrı ayrı emekleri/katkıları vardır. Yaşamını yitirenlere rahmet, geride kalanlara nice sağlıklı yıllar temennisiyle minnet ve şükranlarımı sunuyorum.
            Saygı, sevgi ve selamlarımla…
            
            Remzi KOÇÖZ


Hiç yorum yok:

Bu sitede yayınlanan her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, her tür fikri mülkiyet hakkı , tarafıma aittir.
Kaynak götermeden kullanılamaz