“Kadın istediği zaman herşeyi yapabilecek meziyette, farkına varanlar zaten dipten yukarı çıktılar.”
(Sabiha Tansuğ)
BADEMLER…
İzmir Seferihisar-Urla arasındaki Bademler Köyünü 90’larda ailece görmüş özellikle tiyatrosunu hıfzetmiştik. 35 sene sonra bu kez yolumuz Bademler Köyüne düşerken, eski Bademler Tiyatrosunun yanında festival/etkinliklere tiyatro gibi gösteri sanatlarından, resim gibi güzel sanatlara, pastacılık gibi mutfak sanatlarına kadar çeşitli atölyelere ev sahipliği yapan evrensel bir “Sanat Köyü” oluvermiş;
“Sabiha Tansuğ/Etnoğrafya ve Musa Baran/Çocuk Oyuncakları” Müzeleri yanında,
“Zehra Müfit Saner/Kitre Bebek ve Nurgül Bilgiç/Anadolu Bebekleri” Koleksiyonları ile kültürel bir etkileşim oluşturacaktır.
Sabiha Tansuğ (1933-2023) Etnografya Müzesi
Sabiha Tansuğ, Türk kültürünün derinliklerine yolculuk eden bir araştırmacı olarak; geleneksel el sanatları/ kıyafetler/yaşam tarzı üzerine odaklanan çalışmaları ile Türk kültürünün korunmasına ve tanıtılmasına büyük katkı sağlamıştır. Anadolu topraklarını karış karış gezerek toparlamış olduğu binlerce eserlik koleksiyonunu, kültürel miras değerleri olarak gözler önüne sererken, geçmişten günümüze uzanan bir hikâyenin parçasıdır.
Sabiha Tansuğ, ‘Paraya Resmi Basılan İlk Kadın’ olarak minnetterlığını şöyle dile getirir: “Kadın portreleri, imparatoriçelerle sınırlıdır. Tarihte hep erkekler vardır. Bunu yapan ilk ülke, Türkiye Cumhuriyeti. Aslında paranın üzerindeki ben değilim, tarih. Hitit’e kadar uzanan bir motifi üzerinde taşıyan gelin başlığı, benim üzerimden paranın üzerinde sergilenmiş oldu.”
Musa Baran (1924-2003) Çocuk Oyuncakları Müzesi
Arkeolog Musa Baran, çocuk oyun ve oyuncaklarının evrensel olduğunu düşünürken, Ona göre oyunlar sadece “oyun” değil, binlerce yıldır süregelmiş bir tarih, bir kültür, aynı zamanda eğitimin de başlangıcıydı. Vasiyeti ‘’Çocuklar oyun ve oyuncaklarla evrenseldir. Bırakın oynasınlar, kendi güzel dünyalarını yaşasınlar…’’ olacaktı. Musa Baran uçurtmadan sapana, çemberden taşa, kargıdan yapılmış silahlardan telden yapılmış arabalara kadar onlarca oyuncağı kendi elleriyle üretmiş ve toplamıştır. Bademler köyündeki “baba ocağı” olarak adlandırdığı evini Türkiye’nin ilk çocuk oyuncakları müzesine dönüştürmüş, bu değerli koleksiyonunu 7’den 70’e herkesle paylaşırken Bademler’i bir Sanat Köyüne dönüştürmüştür.
Görmeniz/gözlemlemeniz/gezmeniz dileğiyle; Sanatla/Kültürle kalın…
(Bademler / 27 Eylül 2025)
Remzi Koçöz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder