7 Mayıs 2024 Salı

CUMHURİYET (1924-2024)

100. Yılında CUMHURİYET için ‘CUMHURİYET’

100 yıl öncesinde emperyalizme karşı verilen ulusal kurtuluş mücadelesi ardından kurulan bağımsız Türk devleti, saltanatı/hilafeti sonlandırırken Cumhuriyet ile modern/çağdaş bir ülke olma idealiyle yoluna devam eder. İşte bu kutsal yolculuğunda Cumhuriyet kazanımları olan ve katalizör görevi ifa eden kurumların özellikle 2000’ler sonrası birer birer kapanması/satılması/dağılması ya da işlevsiz hale getirilmesi sürecinde çok az sayıda ayakta kalabilen ve kuruluşundaki bağımsız çizgisini sürdürebilen nadide kurumlardan biridir: Cumhuriyet.

Milli Mücadele döneminin gür seslerinden Yenigün Gazetesi, Kurtuluş görevini tamamlayıp -yayın hayatına yine Yunus Nadi öncülüğünde kuruluş döneminin 6.ayında- 7 Mayıs 1924’de Atatürk’ün talimatıyla, genç Cumhuriyet’in sesi olarak ‘Cumhuriyet’ ismiyle devam edecektir.

Cumhuriyet Gazetesi, kuruluşundan günümüze Atatürk/Cumhuriyet/Devrimlerin savunucusu olarak yaşamını sürdürmüş, aydınlanmanın mücadelesini/savaşını verirken hemen hemen her olağanüstü dönemde kapatılmış, işkence/tutuklama/cezalar yanında terör saldırılarında 1978-1999 yılları arası (Bedrettin Cömert-1978, Cavit Orhan Tütengil-1979, Muammer Aksoy ve Bahriye Üçok-1990, Uğur Mumcu-1993, Onat Kutlar-1995, Ahmet Taner Kışlalı-1999 gibi yürekli/yurtsever Cumhuriyet aydınları olmak üzere) çok sayıda kurbanlar vermiş, Atatürk devrimlerinin yılmaz savunucusu Cumhuriyet şehitleri olarak ölümsüzleşmişlerdir.

Sonrasında sabotaj, kumpaslar, tutuklamalar, ilan yasaklamaları gibi baskı ve engellemelere maruz kalmıştır. Cumhuriyet, tarihsel süreçte çok ağır bedeller ödemesi yanında -engeller/düşmanlıklar/dalgalanmalar/sarsıntılar gibi- krizleri de aşmasını bilmiş. Bağımsız çizgisi, basın özgürlüğü, düşünenlerin/düşüncelerin sığınağı olurken, Cumhuriyet aydınlanmasını da sürdürmeye devam etmektedir.

Cumhuriyet, demokrasi, özgürlük, insan hakları, adalet yanında doğru/gerçek haber mücadelesi ve savunuculuğu yaparken, cehalete/gericiliğe karşı; “Tehlikenin farkında mısınız?” diyerek, ‘Çağdaşlaşma’ hedefinde ısrarcı olarak Devrimleri yaşatma çabasını yitirmez.

Cumhuriyet bize ‘Baba ve Abi’ yadigârı. Ortaokul son sınıfta makalelerini okuyarak büyüdüğümüz, öğrencilik günlerimizdeki harçlıklarımızdan, kamuda görev yaparken ise ‘sakıncalı’ addedilmek uğruna okumaya devam ettiğimiz bir tutku. Bazen günlük gelen gazetelerden, haftasonu/tatillerde ise satın alarak, özellikle dergi/kitap eklerini kaçırmamaya çalışarak, hem yaşamaya hem de yaşatmaya çalıştık. Cumhuriyet Ailesinin kültür dünyamıza, bilinçlenmemize katkıları yadsınamaz. Köşe yazarlarının emekleri çoktur. Kalem emektarları binbir güçlükle yazılarına devam ederken, Cumhuriyet de Atatürk Devrimlerinin savunuculuğu yanında daha özgür, demokratik bir yaşam için kavga verirken, yolsuzlukları/haksızlıkları/kayırmaları/talanları kamuoyu ve okurları ile paylaşmaktan hiç geri durmaz.

Günümüz Türkiye’sinde basına yönelik baskı/yıldırma/sansür iyiden iyiye mahalle baskısına dönüştü. Uluslararası basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında (2002’de 99 iken) 2022’de 149. sırada yer alan Türkiye’nin 16 sıra gerileyerek 2023’de yer aldığı 165’incilik bu ülkeye, Cumhuriyet Türkiye’sine hiç yakışmıyor. 85 milyonluk bir ülkede Gazete tirajlarının son 10 yılda %50 oranında azalmasının -TÜİK verilerine göre (2022) gazete ve dergilerin tirajı yıllık % 8,3 azalırken basılan kitap sayısı da % 4,1 azalarak 83.653’e geriler. Gazete ve dergi sayısı bir önceki yıla kıyasla % 9,2 azalarak 4.048 oldu. Bu yayınların % 53,9’u dergi tirajların düşüşünün nedenlerinden biri dijital/sanal medyanın özellikle genç kuşaklar tarafından giderek yoğun kullanımı olsa da- asıl belirleyici ve önemli olanı siyasi iktidarın basın alanında tekel hegemonyası oluşturarak, yandaş/teksesli bir ortam yaratmasıdır.

Gazetelerin işlevi hiç bu kadar çoklukta tek sesli aynı pencere/manşet olmamıştı. Kamusal alanlarda gazete ayrımı yapılmaksızın hele hele şu gazeteyi almayın/ okumayın söylemi abesle iştigaldi. Basın demokrasilerde 4. kuvvet olarak bir nevi kamuoyu denetiminin ta kendisidir. Gazetecilik bir yerde muhalif olmak demektir. Karşıt/aykırı olmak yeri geldiğinde şeytanın avukatlığını yapabilmektir. Gazete aboneliklerine/satışlarına baktığımızda ülke olarak hicap duyulmalı bence. Geçmişte ekonomik açıdan sabit geliri olması nedeniyle kıt kanaat geçinen memurlar bile gazete yanında hafta sonları bir dergi almaya çalışırlar, ailesine/çocuklarına farklı ufuklar sunmaya çalışırlardı.

Cumhuriyet okurları, günlük gazete alma, e-gazete abonesi olarak katkı sağlama yanında, gazetelerini desteklemek adına ilan ambargosu karşısında, ‘dayanışma’ ile salgın sürecinde bile tarihsel bir sorumluluğa imza attılar. Cumhuriyet, yaşanan tüm bu zorluklar karşısında yönetiminden/ çalışanına, yazarından/okuyucusuna birliktelik ve dayanışma ile ayakta kalmasını bildi.

100. yılında da Cumhuriyet Gazetesi; kökleşmiş kurumsal çizgisi ve mücadelesi ile çağdaşlaşma yolunda yaşıtı ve isimdaşı Cumhuriyet için yine umut olmaya devam edecektir. Toplum olarak sadece bedenimizin değil beynimizin de bağışıklığını güçlendirme adına, Cumhuriyet için ‘Cumhuriyet’ ile birlikte nice 100 yıllara.

(Ankara / 7.5.2024)

Remzi KOÇÖZ




Hiç yorum yok:

Bu sitede yayınlanan her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, her tür fikri mülkiyet hakkı , tarafıma aittir.
Kaynak götermeden kullanılamaz