19 Haziran 2022 Pazar

KARASU ÜZERİNE NOTLAR - 9

‘2011 yılının Mart ayında Karasu’da “İlçenin Vizyonunu ve Bölgesel Kalkınmadaki Rolünü Belirleme” bağlamında “Karasu’nun Ekolojik ve Ekonomik Geleceği Çalıştayı” 100’ün üzerinde (Kamu ve Özel Sektör temsilcileri, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı ve Kentsel Strateji Uzmanları gibi) katılımcı ile gerçekleştirilirken “10 Temel Sorun” ile geleceğe yönelik “10 Temel Fırsat” belirlenmiş, Çalıştay sonunda “Karasu’nun Geleceği İçin 10 Temel İlke” katılımcılara sunulmuş, güzel/verimli bir çalışma olarak kayıtlara geçmiştir. Sonrasındaki gelişmeler ise yakın tarih olması nedeniyle katılımcılar dışında süreci takip edenlerce bilinmektedir. Bu bağlamda 10 yıl öncesine ilişkin izlenimlerimi paylaşmak istedim.’

KARASU İZLENİMLERİ - 2012

2012 yılı Ocak ayının sonlarına doğru Türkiye genelinde çetin bir kış yaşanırken Karasu ilçesi de bundan nasibini alır. Karadeniz kıyısındaki bir ilçe açısından 1 m’ye yakın dizboyu kar yağması inanılır gibi değil gözlerimle görmesem biraz abartılı bulurdum. Tipiden Karasu-Adapazarı yolu kapanır olmuştu. Çocukluğumuzda sert geçen karlı kışları, bahçemizin alçağında oluşan gölün buz tutmasını hayal meyal hatırlıyorum. Görev nedeniyle Erzurum’da kış mevsimini yoğun yaşamanın ardından son yaşadığım kent Ankaravari bir karakış tabiî ki öncelikle ılıman bir iklime sahip olan Karasu ilçe belediyesi açısından zorlu geçmiştir. Karla mücadele kar yağışı esnasında/sonrasında ekipmanlar açısından bir sınavdır. Karların erimesi sonrası da önceden bozuk/yamalı eskiyen yolların tamamen harabe olması ortaya çıkar. Bir yerde karakış, tarım ve çiftçilikle uğraşanlara ürün bereketi açısından umut olurken, diğer yönden yeni ve düzgün bir yol yapılmasını da tetikler. Çarşı ile Aziziye’yi bağlayan iki ana arter cadde, kasislerden/çukurlardan/yamalardan kurtulmuş, kenar kaldırımlarıyla paralel parke taş döşenerek yeni bir görüntü oluşturulmuştur. Tuzla tarafından ilçeye giriş tarafında da -yıllardan beri göllenme/derelenmenin makus talihini yenme yolunda- çalışmalar devam etmekte. Diğer arterleri gezme fırsatı bulamadığım için bilemiyorum! (Tabiki yapılan bu yollar/kaldırımlar tüm ülkede olduğu gibi ilçemde de yap-boz misali 2-3 yılda bir yenilenecektir.)

2012 yılında “OSB, Demiryolu, Bölünmüş Sahilyolu, Dalgakıran” gibi sorun ve projeler birbiriyle çarpışırken “Parkomat uygulaması ve Kanalizasyon Katılım Bedeli” ses getiriyor. Görüştüğüm karşılaştığım arkadaşlar, akrabalar, komşular, esnaf, kamu görevlilerinin bir kısmı bu çalışmaları ve ekonomik külfetini desteklerken, bir kısımda Deli Dumrul benzetmesi yapmakta.

Parkomat kentleşme yolunda bir başlangıç. Park kirliliği konusunda bir çözüm yolu. Sakarya şehir merkezinde daha öncesinden uygulamaya konulmuş. Sıkıntı, konsensüs yakalanmadan, kamuoyu oluşturulmadan (sivil toplum-siyasiler-muhtarlar-esnaf) başlanılması. Bir de gazete/dergi/bülten/broşür/web sitesi gibi materyallerden gereğince yararlanılmamış olması.

Asıl can yakıcı konu: kanalizasyon katılım bedelleri. Sarı zarflar içersinde adreslere peyderpey ulaşan ödeme dekontlarına büyük bir homurtu var. Bina ve arsa emlak raiç bedelinin %2’si 2013-14 yıllarında 4 taksite bölünmüş, peşin ödemede %25 indirim alternatifi ile halka arzedilmiş. Akil ve ekonomik durumu iyi olanlar açısından pek sorun yok. Muhalif olanlar ve diğer gelir grupları açısından eleştiri çok. Belediye yetkileri -başkanından emlak şube müdürüne- yüzyüze ve telefonlarla bu işi anlatma zorluğu/yoğunluğu yaşıyorlar. Belediye başkanına bu konudaki kamuoyunda oluşan yakınma ve değerlendirmeleri ilettiğimde: Bu süreci hemen hemen aylar öncesinden duyurmaya çalıştıklarını ifade ediyor. Bana göre durum Anadolu tabiriyle: “Göç yolda düzelir”!

İlçede yapılmaya çalışılan festivallerin, milyarlarca liralık playbek gösterilerinden kültür şenliklerine dönüştürülmesi, yerelde oluşan sanat-kültür-folklor vb etkinliklerin ön olması, edebiyat-şiir-resim-karikatür gibi dallarda verilecek eserlerin teşviki, imza günleri gibi etkinliklerin öne çıkarılması, ilçeye ve ülkeye her yönden katkı sağlayacaktır.

2012 başında yayınlanan (Avrupa Uluslarından Birleşik Avrupa’ya) kitabımdan “tarihsel gelişmelere ilgi duyanlara, kaynak arayanlara rehber oluşturması ve yarar sağlaması” dileğiyle imzalayarak kütüphaneye bırakırken, ilçe kütüphanesinin küçücük bir alana sıkıştırılmış bir arşiv/depo görünümüne üzülüyorum. Halk Kütüphanesinin bakımsızlığı ilçeye yakışmıyor. Bakanlıktan istenen ödenek konusunda mülki, yerel ve siyasi idarecilerin baskı oluşturması ve kütüphanenin ilgi odağı haline dönüştürülmesi ilçe adına bir artı olacaktır.

O yıllarda takip ettiğim ve zaman zaman yazılar gönderdiğim “Karasu Haber”in yerel yayın çabalarını, ilçe sorunlarına ilişkin sürdüregeldiği mücadeleyi değerli bulmuş, eğitim emekçisi Cihan ERSÖZ ağabeyin basın emekçisi olarak koşturmacasına birebir tanık olmuş, özverili çabalarını takdire şayan bulmuştum. (18 Haziran 2012)

Saygı, sevgi ve selamlarımla…

            Remzi KOÇÖZ





Hiç yorum yok:

Bu sitede yayınlanan her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, her tür fikri mülkiyet hakkı , tarafıma aittir.
Kaynak götermeden kullanılamaz