13 Haziran 2021 Pazar

TARİHTEN -Tarih Sayfalarından- NOTLAR – 13

 

‘Mütareke Dönemi, ayni zamanda Osmanlının çöküşünün/yıkılışının yaşandığı yıllar olması nedeniyle “Çöküş Dönemi” olarak da adlandırılabilir.’

MÜTAREKE / ÇÖKÜŞ DÖNEMİ

Osmanlı Devletinin son dönemine damgasını vuran İttihat ve Terakki Partisi/İktidarı, I. Dünya Savaşı kaybının kesinleşmesi üzerine 1918 sonbaharında istifa/fesih kararı ardından yeni kabine üyelerinden oluşan Osmanlı heyeti Mondros'a giderek ateşkes anlaşmasını imzalarlar (30 Ekim 1918). Mondros Mütarekesi ile açılacak dönemin adı “Mütareke Dönemi” olarak anılırken, o döneme ilişkin anlatımlar “Mütareke İstanbul’u, Mütareke Basını” olarak adlandırılır.

İşte bu dönemin ilk 6 ayı, -Mütareke sonrası İstanbul’a çağrılmasının ardından “Geldikleri gibi giderler” dediği ve Mütareke İstanbul’unda yaşadığı dönem-, Mustafa Kemal’in liderliğini, askeri dehasını, öngörüsünü, önderliğini sınadığı ve de pekiştirdiği önemli bir süreçtir.

Mütareke döneminde (1918-1922) yaşanan iç siyasi gelişmeler ve yabancı devletlerin etkileri sonucu hükümetler kısa ömürlü olurlar. İstanbul’da saray desteğiyle, -İngiliz sevdalısı ve Osmanlı devletini İngiltere devletine mutlak bir teslimiyetle bağlamaya çalışan- Damat Ferit Paşa’nın başkanlığındaki Hürriyet ve İtilaf Partisi öne çıkar. Mütareke dönemi hükümetlerinin omurgasını oluştururken, İtilaf/işgal güçleriyle Türkiye’nin parçalanması konusunda işbirliği yapar.

İngilizlere güvenen ve işgale karşı teslimiyet politikası güden ve de "Bu millet koyun sürüsü" diyen Padişah Vahdettin ve İstanbul Hükümetince Şeyhülislama yazdırılan “milli mücadeleye girişenlerin katlinin vacip olduğu” fetvası İngiliz uçaklarıyla Anadolu içlerine dağıtılır.

TBMM öncülüğünde ve Mustafa Kemal Paşa önderliğinde işgale karşı Anadolu’da ölüm-kalım mücadelesi verilirken, yeni bir izdivaç peşinde olan Padişah Vahdettin’de -saray ve tahtının derdinde- bir kararname ile Hanedan ödeneklerinin artırılması çerçevesinde İngilizlerden yardım talebinde bulunur.

Osmanlı Devletinin son buluş tarihi, 1-2 Kasım 1922’de ‘hukukî bakımdan’ saltanatı ilga eden kararın tarihi sayılabilir. ‘Siyasî bakımdan’, 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılışının ardından TBMM Hükümeti’nin kuruluşu -bütün mülkî ve askerî makamların ve bütün milletin mercii olarak Büyük Millet Meclisi’nin ilân edilmesiyle- kesin bir niteliğe sahiptir.

Bu olay yeni bir meşruluk ve yasallık anlayışının da kurulması anlamına gelmektedir.

Sonuç olarak 23 Nisan 1920, Osmanlı Devletinin çöküş sürecinde  -TBMM’nin açılışı ile birlikte Misakı Milli çerçevesinde- bağımsız yeni bir Türk Devletinin, Modern Türkiye’nin temelinin atılma tarihidir.

Remzi KOÇÖZ

Hiç yorum yok:

Bu sitede yayınlanan her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, her tür fikri mülkiyet hakkı , tarafıma aittir.
Kaynak götermeden kullanılamaz