17 Ocak 2021 Pazar

TARİHTEN -Tarih Sayfalarından- NOTLAR – 11

 

‘Türk tarihi açısından önemli bir dönüm noktası olan II. Meşrutiyet, -daha önceki yenileşme ve modernleşme çabalarının devamı olarak- Lale Devri ile başlayıp Tanzimat, Islahat ve I. Meşrutiyet dönemleriyle tamamlanan, uzun soluklu Batılılaşma serüveninin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.’

II. Meşrutiyet / 31 Mart Olayı (1909)

Meşrutiyetin ilanı sonrası yapılan seçimlerde Mecliste çoğunluğu sağlayan İttihat-Terakki’ye karşı, Meclis dışında kalan (Fedakâran-ı Ümmet ile Ahrar partileri) ve Meclis’teki muhalefet -gazetelerin çoğunu da yanlarına çekerek- birliktelik oluştururlar. Muhalif parti ve gazetelerden başka birde Derviş Vahdeti’nin kurduğu -Said-i Kürdi (Nursi), tarikat şeyhleri, vaizler ve imamların bulunduğu- İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti ile bunun yayın organı olan Volkan Gazetesinin başlıca amacı yeni yönetim sistemini devirmektir.

Serbesti Gazetesi başyazarı Hasan Fehmi’nin bir suikaste uğramasının ardından -tüm muhaliflerin ve halkın katılımı ile- yapılan cenaze töreni İttihat-Terakki Partisi ile Hükümet’e karşı azametli bir gövde gösterisine dönüşür (Hicri 26 Mart/Miladi 8 Nisan).  Hükümet tarafından (2 gün sonra) asker ve memurların siyasetle uğraşmalarının yasaklanması tamiminin ardından, (Hicri 31 Mart/ Miladi 13 Nisan) sabahı Taşkışla’daki Avcı Taburu ayaklanıp subayları hapsedip onbaşı ve çavuşların komutasında “Şeriat isteriz” sloganıyla Mebuslar Meclisine doğru yürürken, bazı askeri birliklerin katılımı dışında, ulema ve medrese öğrencileri de cübbeli/sarıklı olarak isyana destek verirler. İsyancılar -klasik yeniçeri isyanlarında olduğu gibi- Şeyhülislam aracılığı ile isteklerini Hükümet’e iletirler. Padişah II.Abdülhamid ise isyancılara karşı kuvvet kullanılmayıp nasihat edilerek ayaklanmanın önlenmesini tavsiye eder. Meclis isyancıların talepleri doğrultusunda güvensizlik oyu vererek kabinenin çekilmesini sağlar. Lazkiye vekili öldürülürken, yaylım ateşine tutulan bakanlardan Adliye Nazırı ölür, Bahriye Nazırı yaralanır. Okullu ve genç subaylardan kimileri kurşuna dizilir, kimileri de ağır işkencelerle kurban edilir.

İstanbul dışında Anadolu’nun bazı yerlerinde Bursa, Erzincan ve Erzurum’da oluşan ayaklanmalar kolaylıkla etkisiz bırakılırken, Adana’da ise kanlı geçer. (7000 Ermeni ve yarısı kadar da yerli halktan ölenler olmuş, Adana’nın beşte üçü yakılıp yıkılmıştır). Ayaklanma Makedonya’nın her tarafında yankılar uyandırır. Selanik’teki İttihat ve Terakki merkezinden Padişah’a protesto telgrafları çekilir.

Ayaklanmadan bir gün sonra Selanik’ten İstanbul’a (Mahmut Şevket ve Hüseyin Hüsnü Paşa komutasında, Binbaşı Enver ve Kolağası Mustafa Kemal kurmay başkanlığında) Hareket Ordusu olarak adlandırılan kuvvet gönderilir. İki hafta kadar sonra toplanan Meclis tarafından Padişah’ın tahttan indirilmesi -Şeyhülislam fetvası da eklenerek- kararlaştırılır. Padişah ve kabine değişikliği ardından basının ölçüsüz, akılsız ve bozguncu yayını da durmuştur. Harb Divanı 31 Mart ayaklanmasında suçlu oldukları belli olanlardan Volkan Gazetesi sahibi Derviş Vahdeti’nin bulunduğu 49 kişiyi idam, 37 kişiyi süresiz hapis ve kalebentlik, 390 kişiyi hapis, 139 kişiyi de sürgün cezalarına çarptırır. 31 Mart Olayında hayatını kaybeden ve “Hürriyet Şehidi” ilan edilenler (3’ü subay 71 asker) anısına İstanbul/Şişli’de "Abide-i Hürriyet" anıtı inşa edilir. 

(Kıbrıslı Derviş Vahdeti 31 Mart Ayaklanmasını hazırlamak için elinden gelen kuvveti harcamış, muhalefet partileri ve basını İttihat ve Terakki Partisi’ne karşı birleştirmeye muvaffak olmuş. Çalışmalarında Kıbrıslı Kâmil Paşa ile İngiliz ajanları tarafından desteklenmiş. Vahdeti’nin Avcı Taburları arasında kışkırtıcı faaliyetlerde bulunduğu bazı İngiliz kaynaklarında da açığa vurulmuştur.)

Meşrutiyet ile birlikte -31 Mart Olayı ile “irtica” kavramı Türk siyasi tarihine girerken-, Cumhuriyet döneminde de -din bezirganlığı yaparak emperyalizminin değirmenine su taşıyan- Derviş Vahdetiler bu topraklarda hiç eksik olmayacaktır…

Hiç yorum yok:

Bu sitede yayınlanan her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi ve belge, her tür fikri mülkiyet hakkı , tarafıma aittir.
Kaynak götermeden kullanılamaz