Sakarya ve Futbol;
Bu ilde sporun çok çeşitli dalları, ulusal ve uluslar arası başarılara imza atmıştır. En çok şampiyon güreşçi çıkmıştır. Futbolda ise 4 kulübün birleşmesi sonucu 1965 yılında kurulan Sakaryaspor ayni yıl ikinci lige, 1980/81 yılında ise bugün Süper lig olarak anılan Birinci lige çıkar. 1985/86 sezonunda ikinci lige düşen takım 1986/87 sezonunda ikinci kez çıktığı birinci ligden 1989/90 sezonunda yeniden düşer. 1990 sonrası Yeşil-Siyahlı takım Play-off’a kalmış olsada ya yarı finalde, ya da finalde kaybediyordu. Nitekim uzun bir aradan sonra (8 sezon) 1997-98 sezonu 1. Lige ikinci kez “merhaba” der. Ancak bu maraton uzun sürmez ertesi yıl 1998-99 sezonu (16. sırada) küme düşer.
1999 yılındaki deprem şoku sonrası şehirle birlikte Sakaryaspor da demoralize olur. Şehrin dinamizmi Sakaryaspor’un yeniden birinci lige çıkışına kilitlenir. Şehirle birlikte takımda yeniden yapılanarak birlikte yaraları sarmaya koyulur. Bir yandan göç verirken bir yandan yeşil-siyahlı renklerle moral bulmaya çalışır. Süper lige çıkmak artık elzem olmuştur. 1999-2000 sezonu lige ara verir. Ardından 2. Ligde 2000 ile 2003 sezonları arası 3 kez üst üste Play-Off oynamasına rağmen süper lig hedefini bir sonraki yıla 2003-04 sezonuna erteler.
Sakaryaspor 2003/2004 yılında ikinci ligde iyi bir sezon yaşar. Doludizgin haftaları geride bırakıp şampiyonluğu göğüsler. 2003/04 sezonunda üçüncü kez süper lige şampiyon olarak çıktığı günün heyecanını -Ankara’dan Karasu’ya gelişimde- Çark caddesinden geçerken yaşadım. Şehir, 1999 sonrası ilk kez acılarından sıyrılarak coşmuştu. Benim gibi ayni kentin nüfus cüzdanını taşıyan 7’den 70’e futbolla ilgili-ilgisiz yaşama bağlanmanın, yeniden kenetlenmenin ivmesini kazanır.
2004-05 sezonunda yeşil-siyahlılar son haftalara kadar mücadele etmesine rağmen (16. sırada) süper ligden ikinci lige düşerek kentin insanlarını hüzünlendirir. Yeniden dirilen, yeniden yapılanan kent kaderci bir yapıya gömülür. Ölü toprağı fazla sürmez. 1 yıl sonra 2005/06 sezonunda zirveyi kovalasa da ilk iki takım arasına giremez. Süper lig Play-Off sonrasına kalır. Elemelerde önce İstanbulspor engelini aşar, ardından Altay’ı diskalifiye ederek 3. takım olarak ipi göğüsler. 24 Mayıs 2006 gecesi dördüncü kez yeniden süper lige çıkar. Tıpkı her depremden sonra yeniden dirildiği gibi inat eder, direnir. Bunun adı futbol literatüründe ‘Asansör takım’ unvanı olsa da nice köklü takımlar arasından sıyrılarak azmini taçlandırır.
1981 yılında birinci lig yolculuğundaki Ankaragücü ile olan maçını Ankara 19 Mayıs stadında -bende- yaşarken, sonraki sezonlarda tüm Türkiye bu takımın birinci ligdeki başarılarını yakından izlemiştir. Sakaryaspor ve taraftarları hüzünlerle birlikte şampiyonluk coşkusunu birçok kez yaşamıştır.
Geçmişte Varol, Talat, İhsan, Muammer gibi futbolcular yetiştiren kulüp birinci lige çıktıktan sonra bir dönem Fenerbahçe’nin altyapısı şeklinde kaynak sağlarken, üç büyüklere ve milli takıma futbolcu verir. Sakaryaspor’da 2. Lig Şampiyonluğuyla başlayan 1980’ler, kelimenin tam anlamıyla "altın yıllar" olarak tarihe geçer. 40 yıllık kulüp tarihinin son 25 yılında 5 kez süper lige (4 kez ligden düşmesinin ardından) çıkarak 11 sezon süper ligde başarılara imza atar. 1987-88 sezonu Türkiye Federasyon Kupası Şampiyonluğu, UEFA’da ülkeyi temsil, Yenal Kaçıra’yla 2. Lig’de gol krallığı, Aykut Yiğit’le 1. Lig’de gol krallığı, Türk Futboluna Oğuz Çetin gibi bir imparatoru, Aykut Kocaman, Hakan Şükür, Bülent Uygun gibi 3 gol kralı, Recep Çetin, Rahim Zafer, Turan Sofuoğlu, Engin, Serdar, gibi üstün vasıflı A milli oyuncuları armağan eder. (7)
Bu kentin kendi gibi asi, dirençli, inatçı bir futbol takımı vardır. Süper ligde kıran kırana mücadele verirken İstanbul takımlarına da alt yapı oluşturarak ikinci lig ile birinci lig arasında in-çıklarla mekik dokur.
Futbolseverler arasında söylene gelen bir söz vardır: “Ligde kalmaktan daha zor bir şey var; yeniden 1. lige çıkabilmek...” Bu sözün doğruluğunu perçinlemek uğruna (BJK, FB, GS ve TS dışındaki takımlar ligden düşme sendromunu birden fazla yaşamışlardır) yeşil-siyahlıların çabasını örnek gösterebiliriz. Dört büyüklerin hükümranlığını sarsacak nadide kulüplerden biri olan Sakaryaspor -analizini yaptığımız tarihindeki başarılarıyla- sadece Sakaryalıların değil tüm Anadolu’nun gurur duyması gereken bir takımdır.
Bitmez tükenmez bu mücadele sonundaki başarılarda başkanından malzemecisine, teknik heyetinden sporcusuna, vefakar, cefakar taraftarların da hakkını teslim etmemiz gerek. “Biz bu şehri tirübünden sevdik” diyen Tatangalar, Sakaryaspor’la özdeşleşmiş durumda. Sportmenlik dışı her türlü olumsuz davranışları, şiddeti, holiganizmi yenmek uğruna şehirle bütünleşmesini, şehrin adına yaraşır taraftarların, süper ligde hayal kırıklığına uğramayarak spor adına, futbol adına güzellikler yaşanması temennisiyle tüm camiaya başarılar dilemiş olsak da -gösterilen tüm performansa rağmen- başarısızlık yakamızı bırakmaz. Sakaryaspor’un makus talihini yenerek kente farklı bir ivme kazandırması dileğimiz geçerliliğini korurken; yeşil-siyahlıların 1980'lerdeki altın yıllarına yeniden dönmesi ise umut olarak hep varolacaktır.
Sakarya ili her bölgesiyle Anadolulu, Kafkasyalı, Kırımlı, Balkanlı’dan oluşan insanları bağrına basar. Bu yüzden kültürel yaşam, gelenekler, töreler, folklor çok renklilik gösterir. Edebiyattan sanata, spordan siyasete, bürokrasiden iş dünyasına ülkeye renkli simalar kazandırmıştır. Tarım kenti, ticaretinde etkisiyle sanayi şehrine dönüşerek çehresini yeniler. Sakarya, İstanbul-Bursa-Kocaeli üçlüsüne sanayi bölgesi olarak -bir yandan modern tarım gelişirken, diğer yandan tarım arazileri sanayiye açılır- yetişmeye çalışırken, geçmiş yıllarda olduğu gibi yeniden göç almaya başlar.
1999 depreminin olumsuzluğu her alanda silinmeye çalışılırken hayat kaldığı yerden devam etmektedir. Bugün Sakarya; depreme rağmen kabuğunu yeniden kırarak ekonomik açıdan hızla gelişme gösterdiği, eşsiz doğal güzellikleriyle, farklı kültürlerdeki sevecen insanların huzur içinde bir arada yaşamaya çalıştığı bir Anadolu kenti olma yolundadır. (*)
Remzi KOÇÖZ
Dip Not/Kaynakça:
(7) www. Sakaryamiz.net ‘Sakaryaspor Tarihi’ sayfasından
(*) Bu yazı, Sakarya savaşının 85. yıldönümü, Marmara depreminin 7. yıldönümleri yanında Sakaryaspor’un dördüncü kez süper lige çıkışına ithafen 2006 yılında kaleme alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder