Körşah…
“Amaç ve
uğraş sorundan uzaklaşmanızı sağlar, unutturur, bir hedefe yöneltir.”
“Yazmak;
kimine göre delilik, amelelik, bilgelik, yalnızlık, toplumdan kaçmaktır. Bana
göre ise bir tutku tarihe not düşmektir.”
“Geçmişi
ve geleceği sık sık düşlemek, umudu beslermiş.”
“Herkes
ne der diye kaygıya düşersen, herkese benzersin. Herkesten farklı olursan
başarırsın.”
“Yaşam
için verilen savaşımın, satranç oyununa benzediği, her iki oyunda da sonucu
aklın, hayat bilgisinin ve cesaretin belirlediği…”
“Kullanmadığın/kullanamadığın
zaman dilimlerini yeniden kazanma şansın yok.”
“Hayat
dersinin hapı yoktur; hayat yaşatarak öğretir.”
“Her
yanı çile ve sorun dolu bu hayatı, bir avuç iyi insan yaşanır hale
getiriyordu.”
“Haklı
olmaktan doğan güçten, daha büyük bir güç yoktur.”
“Yersiz,
yanlış bir müdahale. Müdahaleye gerek kalmadan halk bunları zaten kendi
iradesiyle düşürecekti. Bizimkiler demokrasiyi istemeyen yabancıların oyununa
geldi.”
“Milliyetçilik
de dinde yoksul ve eğitimsiz bırakılmış halka sürekli yutturulan bir afyondu.
Yıllarca uygulanan tecrit politikası sonucu ülkede ırkçılaşma ve dinselleşme
yaygınlaştı.”
“Oyuna
gelenler; yalnız kendilerine değil, gelecek kuşaklara da zarar verdiklerinin
ayırdına varamamışlar.”
“Bilinçli bir kuşağın yok edilmesinin telafisi mümkün olmaz. Bunun gelecekte ülkeye zararı sanıldığından ağır olur. Devlet cahillerin eline düşer; yönünü şaşırtıp yanlış rotalara sokulur. Yönetilemez bir ülkeye dönüşür ve belki de yıkıma sürüklenir.” (Günay USLU / “Körşah”, Kitapyurdu Doğrudan Yay., İst. 2020)
-----------------------------------------------------------
Yukarıda
alıntıladığım cümleler, satır aralarında özlü/anlamlı sözler olarak bellekten
damıtılarak,
hap olarak kullanıma hazır, bilgece yerleştirilmiş kitabını sayfalarına.
20. yy'ın tam ortasında doğan yazarın 3 yıl önce 70’inde çalışmalarını kitaplaştırıp okurlarla buluşturması, ‘70’inde bile ağaç dikmeli insan’ minvalinde takdire şayan bir çaba, başlı başına bir başarı öyküsü.
"Gavur Adası”, “Tansık”, “Barış Köprüsü" isimli yaşam hikayeleri tadında kitapları ardından "Körşah" isimli kitabını /romanını da bir çırpıda okudum. Tabi ki bir sayfalarını çize çize. Tıpkı bir makale/inceleme yazısı gibi.
Üçlemenin ardından “bende varım ve yazarım” iddiasıyla
ödüllük bir çalışma.
Olaylar, anlatım, tasvirler özellikle tabular konusundaki
(adaletsizlikler/kadınlar/cinsellik gibi) kalemini yürekli buldum.
Yazmak başlı başına bir sorumluluk.
Yaşananları tüm çarpıklığı ile anlatmak ise ayrı bir cesaret
ve yürek işi.
Körşah; Tarihsel/ulusal/bölgesel yaşanabilecek
yaşanmışlıkları aktarma konusunda kendine özgü bir çalışma.
Edebi/anlatım açı(sın)dan günümüz romancılarını (Ayşe Kulin, Zülfü
Livaneli, Ahmet Ümit, Nedim Gürsel gibi)
bile kıskandırabilecek düzeyde bir yapıt.
Hayaller ve gözlemler beceri/ustalık gerektiren
betimlemelerle, gerçekler kurgular içiçe geçercesine bezenerek
sayfalar içerisinde akıp
gidiyor.
Körşah, bir devirden öte 100 yıllık bir süreci, tarihsel
dönemler dışında siyasi ve sosyolojik
açıdan da irdelerken, kuşaklar arası çelişkileri/çatışmaları yüreklice ortaya
koyuyor.
Sonuçta; Başarılı bir
çalışma, Özgün bir yapıt.
(Tabiki eleştirilecek
kısımlar/hususlar olacaktır!)
Emeğine/yüreğine/beynine
sağlık,
Sağlıkla/sağlıcakla ve
üretkenliğinle kal,
Sevgili Günay Uslu Ağabey…
(05. 07.
2023)
Remzi KOÇÖZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder